CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında MYK gündemini kamuoyuna duyurdu.
“Son 3 ayda yaşadıklarımızın akılla, izanla, bilim ve bilgiyle izahı yok” diyen Öztrak,
“Hazine ve Maliye Bakanı da bu rezerv satışını üstü kapalı bir şekilde kabul etmiştir. Sonuçta ‘Faize karşıyım' diyen Erdoğan, Türk lirası mevduata bir yandan dolar kumaşından faiz elbisesi giydirmiştir.
Daha bir hafta önce ‘O dönemde cumhurbaşkanıydım' diyerek sorumluluğunu damadına yıkıp, arka kapıdan döviz satma operasyonlarına da diğer yandan başlamıştır. Sorulması ve cevaplanması gereken başka sorular da vardır.
“HANGİ GEREKÇEYLE YAPTINIZ?”
Madem Türk lirası mevduata dolara endeksli garanti verecektiniz, bunu dolar kuru 12-13 liradayken veya daha düşükken neden yapmadınız? Neden kuru tutmak için bir yandan Merkez Bankası'na milyarlarca dolar rezerv sattırırken, bir yandan da açıklamalarınızla o ateşe benzin döktünüz? Neden dolar kurunu 18 liralara çıkarmak için adeta özel bir gayret gösterdiniz? Bu muazzam manipülasyonu hangi gerekçeyle yaptınız?
Milletimiz geçtiğimiz haftadan bu yana özenle hazırlanmış bir kumpasın kurbanı olmuştur. Erdoğan, 17 Aralık'ta Merkez Bankası'na politika faizini son defa indirtti. Dolar kuru hemen bir gün sonra cuma günü 16 lirayı aştı.
Ekonominin kitabını yazdım diyen Erdoğan, esnek kur rejiminde parayı 3 ayda yüzde 55 devalüe etti. Gerçekten de dünya iktisat tarihine geçecek bir skandala imza attı.
Peki bundan kim karlı çıktı? Bundan kimin karlı, kimin zararlı çıktığının araştırılması için grup başkanvekillerimiz, TBMM'ye bir araştırma önergesi verdiler.
“UMARIZ MECLİS BU MESELEYE EL KOYAR”
Umarız meclis bu meseleye el koyar. Tüyü bitmedik yetimin gasp edilen hakkının hesabını sorar. Bunun için tüm partilerin gerekli desteği vermelerini bekliyoruz.
(Erdoğan) Kendisinin sebep olduğu faturasını yüce Allah'a yıkmaya kalktı. Yaptıklarıyla kaybettiği savaşı durdurmak için Kuran-ı Kerim'in sayfalarını yırtarak mızraklara geçirmekten çekinmeyen Muaviye'yi bile doğrusu çırak çıkarttı.
O gece yapılan algı operasyonuyla tarihimizin en acımasız servet transferi gerçekleşti. Bu servet transferinin kaybedeni, tasarrufunu Erdoğan'dan korumak isteyen fakir fukara milletin bizzat kendisi oldu.
“EKONOMİDE İSTİKRAR DENEN BİR ŞEY KALMADI”
Erdoğan her konuştuğunda döviz kurları yeni rekorlar kırdı. Her konuştuğunda kurun dalga boyu arttı. Ekonomide istikrar denen bir şey kalmadı.
Bugün artık anlaşılıyor ki Erdoğan bunları öyle plansız, programsız yapmamış. Resmen planlı, programlı millete tuzak kurmuş. Meğerse her konuşmasıyla millete ‘Gel gel' yapıyormuş.
Aynı Erdoğan, 19 Aralık'ta bir vakfın ödül töreninde çıktı konuştu. ‘Faizleri indirmeye devam edeceğiz' dedi. Yetmedi. ‘Pazartesi günü finans dünyasında sıkıntılar olacak iddiaları var' dedi.
Sureti haktan görünür gibi yapıp milleti iyice panikletti, korkuttu. Dolar kuru ertesi gün, 20 Aralık sabahında 17 lirayı aştı. Akşamında da 18 lira 33 kuruşu gördü.
BDDK'nın son açıklanan rakamları, bu genel müdürlerin söylediklerini doğrulamıyor. BDDK rakamlarına göre 20 Aralık tarihinde vatandaşın sattığı döviz sadece 340 milyon dolar. 21 Aralık tarihinde vatandaş döviz satmadığı gibi 218 milyon dolar da döviz almış. Bu durumda ya genel müdürler millete karşı kurulan kumpasta figüran aldılar ya da BDDK'nın verilerinde görünmeyen birileri, o gece parayı kaldırdı, götürdü. O gece yarısı bankaların döviz alış ve satış kotasyonları son derece genişken, gerçek kişilerin bu büyüklükte döviz satması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bunun arkasında kamu tarafından gerçekleştirilen planlı, programlı döviz satış operasyonunun olduğu, bu günlerde Merkez Bankası'nın günlük analitik bilançosunun açıklanmasıyla ortaya çıkmıştır” açıklamasında bulundu.
E-Gazetem.com
“Son 3 ayda yaşadıklarımızın akılla, izanla, bilim ve bilgiyle izahı yok” diyen Öztrak,
“Hazine ve Maliye Bakanı da bu rezerv satışını üstü kapalı bir şekilde kabul etmiştir. Sonuçta ‘Faize karşıyım' diyen Erdoğan, Türk lirası mevduata bir yandan dolar kumaşından faiz elbisesi giydirmiştir.
Daha bir hafta önce ‘O dönemde cumhurbaşkanıydım' diyerek sorumluluğunu damadına yıkıp, arka kapıdan döviz satma operasyonlarına da diğer yandan başlamıştır. Sorulması ve cevaplanması gereken başka sorular da vardır.
“HANGİ GEREKÇEYLE YAPTINIZ?”
Madem Türk lirası mevduata dolara endeksli garanti verecektiniz, bunu dolar kuru 12-13 liradayken veya daha düşükken neden yapmadınız? Neden kuru tutmak için bir yandan Merkez Bankası'na milyarlarca dolar rezerv sattırırken, bir yandan da açıklamalarınızla o ateşe benzin döktünüz? Neden dolar kurunu 18 liralara çıkarmak için adeta özel bir gayret gösterdiniz? Bu muazzam manipülasyonu hangi gerekçeyle yaptınız?
Milletimiz geçtiğimiz haftadan bu yana özenle hazırlanmış bir kumpasın kurbanı olmuştur. Erdoğan, 17 Aralık'ta Merkez Bankası'na politika faizini son defa indirtti. Dolar kuru hemen bir gün sonra cuma günü 16 lirayı aştı.
Ekonominin kitabını yazdım diyen Erdoğan, esnek kur rejiminde parayı 3 ayda yüzde 55 devalüe etti. Gerçekten de dünya iktisat tarihine geçecek bir skandala imza attı.
Peki bundan kim karlı çıktı? Bundan kimin karlı, kimin zararlı çıktığının araştırılması için grup başkanvekillerimiz, TBMM'ye bir araştırma önergesi verdiler.
“UMARIZ MECLİS BU MESELEYE EL KOYAR”
Umarız meclis bu meseleye el koyar. Tüyü bitmedik yetimin gasp edilen hakkının hesabını sorar. Bunun için tüm partilerin gerekli desteği vermelerini bekliyoruz.
(Erdoğan) Kendisinin sebep olduğu faturasını yüce Allah'a yıkmaya kalktı. Yaptıklarıyla kaybettiği savaşı durdurmak için Kuran-ı Kerim'in sayfalarını yırtarak mızraklara geçirmekten çekinmeyen Muaviye'yi bile doğrusu çırak çıkarttı.
O gece yapılan algı operasyonuyla tarihimizin en acımasız servet transferi gerçekleşti. Bu servet transferinin kaybedeni, tasarrufunu Erdoğan'dan korumak isteyen fakir fukara milletin bizzat kendisi oldu.
“EKONOMİDE İSTİKRAR DENEN BİR ŞEY KALMADI”
Erdoğan her konuştuğunda döviz kurları yeni rekorlar kırdı. Her konuştuğunda kurun dalga boyu arttı. Ekonomide istikrar denen bir şey kalmadı.
Bugün artık anlaşılıyor ki Erdoğan bunları öyle plansız, programsız yapmamış. Resmen planlı, programlı millete tuzak kurmuş. Meğerse her konuşmasıyla millete ‘Gel gel' yapıyormuş.
Aynı Erdoğan, 19 Aralık'ta bir vakfın ödül töreninde çıktı konuştu. ‘Faizleri indirmeye devam edeceğiz' dedi. Yetmedi. ‘Pazartesi günü finans dünyasında sıkıntılar olacak iddiaları var' dedi.
Sureti haktan görünür gibi yapıp milleti iyice panikletti, korkuttu. Dolar kuru ertesi gün, 20 Aralık sabahında 17 lirayı aştı. Akşamında da 18 lira 33 kuruşu gördü.
BDDK'nın son açıklanan rakamları, bu genel müdürlerin söylediklerini doğrulamıyor. BDDK rakamlarına göre 20 Aralık tarihinde vatandaşın sattığı döviz sadece 340 milyon dolar. 21 Aralık tarihinde vatandaş döviz satmadığı gibi 218 milyon dolar da döviz almış. Bu durumda ya genel müdürler millete karşı kurulan kumpasta figüran aldılar ya da BDDK'nın verilerinde görünmeyen birileri, o gece parayı kaldırdı, götürdü. O gece yarısı bankaların döviz alış ve satış kotasyonları son derece genişken, gerçek kişilerin bu büyüklükte döviz satması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bunun arkasında kamu tarafından gerçekleştirilen planlı, programlı döviz satış operasyonunun olduğu, bu günlerde Merkez Bankası'nın günlük analitik bilançosunun açıklanmasıyla ortaya çıkmıştır” açıklamasında bulundu.
E-Gazetem.com