Ecz. Özlem Selamoğlu Özgen yazdı ... Kolajen hakkında merak edilenler ...

Kolajen takviyeleri, son yıllarda danışanlarım tarafından en çok merak edilen konuların başında geliyor. Özellikle; ciltteki yaşlanma belirtilerini azaltmak ve eklem sağlığı için kolajen takviyesi kullanımıyla ilgili çok fazla soru almaktayım. Fakat kolajenin faydaları sadece cilt ve eklemlerle sınırlı değil. Bugünkü yazımda kolajenle ilgili tüm soruları yanıtlamaya çalışacağım.

KOLAJEN NEDİR?
İnsan vücudunu oluşturan tüm doku ve organların temel yapı taşı proteinlerdir. Kolajen, insan vücudunun protein yapısının yaklaşık üçte birini oluşturan çok önemli bir proteindir. Kaslar, kemikler, tendonlar ve bağların yapısını oluşturan kolajen aynı zamanda kan damarları, dişler ve gözü oluşturan katmanlarda,
sindirim sisteminde bulunur. Genel olarak bakıldığında kolajenin tüm bu dokuları bir arada tutan bir tutkal gibi görev yaptığı görülür. Buözelliği dolayısıyla kolajen kelimesi, Yunanca’ da tutkal anlamına gelen kolla sözcüğünden türetilmiştir. Kolajen, ölü cilt hürelerini yenileyerek, cildimizin elastikiyetini arttırır
ve gergin kalmasını sağlar. Bağ ve bağ dokularını oluşturan kolajen, koruyucu bir bariyer görevi üstlenerek, cildimizi toksinlerden ve diğer zararlı etkenlerden korur. Temel yapıtaşı, fibroblast olarak isimlendirilen bağ dokusu hücreleridir. Saçlarımızın ve tırnaklarımızın da temel bileşeni olarak, tırnak ve saç sağlığımız üzerinde de doğrudan etkilidir.



KOLAJEN NE İŞE YARAR?

Vücut bağ dokusunun %80 gibi büyük bir bölümünü oluşturan kolajenin temel görevi, elastinlikle birlikte cilde güç, esneklik ve sağlamlık vererek, cilt yapısını oluşturan bir ağ yapmaktır. Bir diğer deyişle vücudumuzda kolajen olmadan vücut parçalarımız bir arada kalamaz. Kollajen; bir yapı bloğu olarak, kemik ve
kasları bir arada tutar , vücudumuzdaki organları korur ve cilt elastikiyetini arttırır.

KOLAJEN EKSİKLİĞİ NE ZAMAN GÖRÜLÜR?

Vücudumuzdaki kolajen üretimi 25 yaşına kadar maksimum düzeydedir. 25 yaşından sonra her yıl % 1-1,5 azalmaktadır. Menapozdan sonra östrojenin de düşmesiyle bu düşüş % 30’ ları bulurken, 60’ lı yaşlarda vücudumuzdaki kolajenin yarısını kaybetmekteyiz. Cildimizdeki kolajen miktarı azalmaya
başladığında cilt, elastikiyetini ve sıkılığını kaybetmeye başlar.Sonuç olarak, yaşımız ilerledikçe  cildimizde sarkmalar, kırışıklıklar hatta eklem ağrılarıyla karşılaşmamız da kaçınılmaz
bir hale gelir. Yaşlanmanın yanında  kolajen sentezini olumsuz etkileyen bazı diğer durumlar da mevcuttur. Şeker ve rafine karbonhidratların fazla miktarda tüketimi bunlardan bir tanesidir. Vücudun kendini
onarma yeteneğinin desteklenmesi için şeker ve rafine karbonhidratın aşırı tüketiminden kaçınılmalı, karbonhidrat gereksinimi saflaştırılmamış tahıllardan karşılanmalıdır. Ultraviyole (UV) ışınları, kolajen üretimi üzerinde olumsuz etkileri bulunan bir diğer faktördür. Güneş ışınlarına fazla miktarda maruz kalan kişilerde kolajen üretiminin bozulmasına bağlı olarak ciltte yaşlanma belirtileri gözlenebilir. Bunun önlenebilmesi için özellikle yaz aylarında güneş ışınlarının dik açıyla geldiği öğle saatlerinde güneşe fazla maruz kalmamaya

özen gösterilmeli, güneş koruyucu kremler düzenli olarak kullanılmalıdır. Ayrıca sigara kullanımınının da kolajen üretimini olumsuz etkileyerek erken yaşlanmaya ve kırışıklıklara yol açtığı bilinmektedir.



KOLAJENİN FAYDALARI NELERDİR?

*Cilde faydaları: Yaşlanma belirtilerini hafifleterek, kişinin daha genç görünmesine yardımcı olur. Ciltte yeterli miktarda bulunduğunda, kişinin daha parlak ve canlı bir cilde sahip olmasını sağlar. Yaşlanmayla birlikte ciltte görülen kırışıklıklar, deri gevşemeleri ve cilt kurulukları, kolajen takviyesi ile ciddi
oranda önlenebilir.
*Tırnak, saç ve dişleri güçlendirir: Tırnakların, saçların ve dişlerin yapı taşıdır. Saç dökülmesini önler ve tırnakları güçlendirir. Diş sağlığını da doğrudan ilgilendirerek, kişide dişeti çekilmesi, diş eti kanamaları gibi sorunların görülme riskini düşürür.

*Selülitleri azaltır: Yaşlanmanın kaçınılmaz sonuçlarından olan , selülit oluşumunu engelleyerek deri dokusunda iyileşme sağlar. Bağ dokusunu sıkılaştırarak, özellikle kadınlarda kalça ve bacaklarda kötü bir görünüme neden olan selülitleri hafifletir.

*Sindirim sistemi sağlığını gözetir: Bağırsaklarımızın bağ dokusu olarak, sindirim sisteminin koruyucu tabakasını destekler ve güçlendirir. Kolajen takviyelerinin kullanımı ile bağırsak sağlığını  gözetilebileceği gibi gastrointestinal hastalıklarla mücadele edilebilir.

*Karaciğer sağlığını korur: Kan akışını iyileştirir ve vücudu zararlı toksinlerden arındırır.

*Sızıntılı bağırsak hastalıklarını tedavi eder: Proteinlerin parçalanmasına yardımcı olur, bağırsaklardaki hasar görmüş hücre duvarını yeniler. Bağırsak astarını da rahatlatıcı bir etkiye sahiptir. İnflamatuar bağırsak hastalıklarının tedavisinde yararlanılan kolajen serum konsantrasyonu ile asit  reflü ,  ülseratif kolit ,  Crohn hastalığı  gibi pek çok mide sorununun semptomları hafifletilebilir.

*Kalp sağlığını korur: Kolajende yer alan amino asit prolin, arterlerdeki yağ birikimini en aza indirger. Eklem ve arterlerdeki dokuyu onararak, kan basıncının kontrol edilmesine katkıda bulunur. Atardamarlarda tehlikeli plak oluşumunu önler ve arterlerin genişlemesini, kan damarlarında dolaşımın hızlanmasını sağlar.

*Kaslara faydaları: Kas inşasına ve yağ yakımına öncülük eder. Kolajenin bileşenlerinde  kreatin  sentezinden sorumlu olan bir miktar glisin bulunur. Kas kütlesinin oldukça önemli bir bileşenidir, kas inşasının yanı sıra yağ yakımını da hızlandırır. Kas kitle kaybı olarak bilinen  sarkopeni  tedavisinde hastalara
verilen kolajen takviyesi kasları güçlendirir.

*Gözlere faydaları: Kornea sağlığını direk olarak etkiler ve göz sağlığını korur. Kişinin kornea kaynaklı pek çok göz problemine yakalanma olasılığını azaltır.

*Eklemlere faydaları: Yaşın ilerlemesine bağlı olarak vücudumuzdaki kıkırdağın zayıflaması, eklemlerde sertleşme ve iltihaplanmalara yol açar. Kolajen takviyeleri ve kolajen açısından zengin besin tüketimi ile eklemlerdeki bu ağrılar ve iltihaplanmalar azaltılabilir. Eklem ağrılarının yanı sıra artrit semptomlarının hafifletilmesine de yardımcı olur.

*Kemiklere faydaları: Kemikleri güçlendirerek, kemik sağlığına katkıda bulunur. Kolajen takviyeleri ve kolajen içeren besinleri tüketmek vücudumuzdaki kemik yoğunluğunu ve güçlülüğünü arttırır. Ayrıca kemik erimesini engeller.

KOLAJEN ÇEŞİTLERİ

İnsan vücudunda bilinen en az 16 çeşit kolajen bulunmaktadır. Ancak vücudumuzdaki kolajenin % 80-90’ ı tip 1,2 ve 3’ ten oluşmaktadır. Kolajen çeşitlerini aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:

*Tip 1: Tüm kolajen çeşitleri arasında insan vücudunda en fazla miktarda bulunanıdır. Cilde gerginlik ve elastikiyete verir, kemikleri destekler ve dokuları bir arada tutar.

*Tip2: Bağ dokularda kıkırdak yapımına katkıda bulunarak,eklem sağlığımızı gözetir.

*Tip3: Kalp kan damarlarını ve kan dokusunu oluşturma, cilde esneklik ve sıkılık kazandırma gibi pek çok görevi vardır.

*Tip4: Sindirim ve solunum organlarımızın yüzeylerini oluşturan tip 4 kolajen, kas, yağ ve organları çevreleyen bazal laminanın oluşumunda önemli bir rol oynar.

*Tip5: Plasentadaki doku ve hücre yüzeyinin oluşumundan sorumludur. Hamilelikte rahim içerisinde bebeğe oksijen ve besin sağlamak için gelişen organın yüzeyini yapar. Aynı zamanda atıkları da temizler.

*Tip10: Eklem kıkırdaklarının yanısıra yeni kemiklerin oluşumunda da görev alır. Kemik kırıklarını iyileştirir ve sinovyal eklemleri onarır.



KOLAJEN TAKVİYESİ SEÇERKEN NELERE DİKKAT
ETMELİYİZ?

Ağızdan aldığımız kolajen proteini, mide asidinde aminoasitlerine parçalanır ve vücut tekrar kendi kolajenini
sentezler. Bu nedenle aldığımız takviyenin hangi tip kolajeniçerdiği pek de önemli değildir. Kolajen sentezi için C vitamini gereklidir. Vücut sentezlediği proteini vücutta nerede ihtiyaç varsa, önceliği neresi ise orada kullanır. Kolajen büyük bir moleküldür. Hücreye kolayca girebilmesi için 2000 dalton ağırlığının altında olması gerekmektedir.

Hidrolize olmalıdır. Hidrolize kolajen, peptid formunda yani aminoasitlerine ayrıştırılmış haldedir. Hidrolize kolajene ‘ doğası değiştirilmiş kolajen’ de denir. Yani makro molekül, mikro moleküle dönüştürülmüştür. Bir molekül ne kadar mikro isehücreye o kadar kolay girer ve biyoyararlanımı artar. Takviyenin kolajen içeriği tercihen 10gr veya en az 5 gr olmalıdır. Kolajen sentezine destek olması açısından alınan
takviyenin bakır, çinko, C vitamini, lizin, B3 vitamini, A vitamini içermesi etkinliğini artırabilir. Tablet olarak aldığınızda çok fazla tablet almanız gerekir. Tablet yerine toz veya sıvı shot formlar daha uygundur.

Kolajen kaynakları sığır, balık, tavuk ve yumurta gibi organik bir kaynak olmalıdır. Aslında aynı miktarı içerdikten sonra kaynağı pek de önemli değildir. Ancak  balık kolajeninin ağır metal (cıva vb) içermediğinden emin olunmalıdır. Tavuk kolajeni ise; sanayi tipi olduğundan pek tercih edilmemelidir. Gece melatoninle birlikte hücre onarımı başladığı ve hücre yenilenmesi gece daha fazla olduğu için gece yatmadan önce alınmalı ve kolajen takviyesi kullanırken içeriğindeki hyaluronik asidin su tutması ve faydayı arttırmak için bol su içilmelidir. Kolajen takviyesi işe yarıyor mu? Yapılan çalışmalar günde 1 gr olmak üzere, 12 hafta alım
sonrası deri kuruluğunda %76, çizgilerde %12 azalma, deri kan akımında iyileşme ve kolajende %6 artış tespit edilmiştir. 8 çalışmayı ele alan bir derlemede ise; kolajen takviyesinin deri yaşlanmasında azalma, deri elastisitesinde artış, hidrasyon (su tutma), dermal kolajen yoğunluğunda artış sağladığı sonucuna
varıldığı bildirilmektedir. Kolajen takviyesinin genellikle güvenli olduğu ve bildirilmiş bir yan etkisi olmadığı belirtilmektedir. Ancak, vücudunda kistik oluşum ve bağ dokusu kaynaklı oluşum bulunan kişiler kolajen takviyesi kullanmamalıdır. Kolajen dokuyu harekete geçirmek için neler yapabiliriz? Öncelikle sağlıklı kalmak için yaşam tarzı değişiklikleri yapılması gerekmektedir. Sadece bir besin takviyesi kullanarak mucizevi bir etki beklenmesi doğru bir yaklaşım değildir. İlk yapılması gereken var olan kolajeni korunmaktır.

Kendi kolajeninizi korumak için;

Egzersiz, kolajen yapımına destek veren en etkili yoldur. Düzenli egzersiz yapın. Sağlıklı ve dengeli beslenerek; protein, vitamin ve mineralleri gerçek gıdalardan almaya çalışın. Kemik suyu, yumurta, balık, fasulye gibi yiyecekler bu konuda idealdir. Kolajen üretimini artırmak ve var olanı korumak için etkili yollardan biri de bir vitamin A türevi olan retinol kullanmaktır. Retinol yanında vitamin C serumlar da antioksidan etki ile kollajen yıkımını azaltır. Cildinizi kolajen yıkımından korumak için sigarayı bırakın, güneşten mutlaka korunun, düzenli ve yeterince uyuyun, şeker ve rafine edilmiş ürün tüketmeyin.




Ecz. Özlem Selamoğlu Özgen

e gazetem com izmir 29 ekim sağlik kolajen cilt egzersiz özlem selamoğlu özgen