Anasayfa
  • e-dergim
  • Gündem Sokakta
  • Yaşam
    İzmir'in yaşam ustaları
  • Politika
  • Ekonomi
  • Spor
  • Sağlık
  • Ayaküstü Sohbet Kültür-Sanat
  • Ara
SON DAKİKA:
09:48
2 TEMMUZ BUCA’DA UNUTULMADI
09:20
ADANA'DA YANGIN ÇIKTI
09:18
UKRAYNA DOĞRULADI: ÇEKİLMEK ZORUNDA KALDIK
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Haberler
  2. Genel
  3. SAN'AT ÜZRE BİR DERÛN SÖYLEŞİ
Genel
22 Haziran 2022 - 16:52
Güncelleme: 22 Haziran 2022 - 17:24

SAN'AT ÜZRE BİR DERÛN SÖYLEŞİ

Yazar Hatice Eğilmez Kaya, tarafından kaleme alınan “Yılmaz Gruda San’at Üzre Bir 'Derûn' Söyleşi *” raflardaki yerini aldı.

Genel
22 Haziran 2022 - 16:52
Güncelleme: 22 Haziran 2022 - 17:24
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
SAN'AT ÜZRE BİR DERÛN SÖYLEŞİ
Büyük usta Yılmaz Gruda ile söyleşi gerçekleştiren yazar Hatice Eğilmaz Kaya şunları dile getirdi:  “Saat gecenin ikisi… Ve ben seksen beşinci sayfadayım, -matbu kitapta kaçıncı sayfaya denk gelecek ben de bilemem!- Bilgisayarın başında oturmuyor, uçuyorum. İşte şimdi İstanbul’dayım, üstadın yanında. Şapkam yok ki çıkarayım! Berrak bir aynanın karşısında durdum, uzun ve bereketli yılların izdüşümü!  Sevgili Yılmaz Gruda bana zamanın sadece dünyaya ait bir söylence olduğunu kanıtladı. Önceden bunu hisseder de tam adını koyamazdım. Dün, bugün, yarın, on yıl, beş gün… hepsi birer illüzyon, büyük birer kandırmaca.  Başkalarının yaşını 92, diye andıkları Yılmaz Gruda dedi ki bana: “Meğer ben bir çocukmuşum!” Ben de öyle! Hepimiz beden küpünde demlenen şaraplarız;  üzüm bağları henüz kurulmadan, işçi kızlar pembeli - aklı - morlu salkımları toplamadan,  kocaman kocaman taşların arasında üzüm taneleri ezilmeden çok önce üstelik!



“Mezar taşıma şair yazın!” diyor Yılmaz Gruda. Gerçekten de her şeyden önce bir şair o. Birçok usta bildiğimiz şaire ustalık etmiş bir şair.  Şiire başka pencerelerden bakabilmiş, anadilini ters yüz edebilmiş, bilcümle düşünce akımından geçmiş, eli yüzü yaralı, meselesi olabilmiş bir şair.  

Aynı zamanda romancı, çevirmen, tiyatro ve sinema oyuncusu, reklamcı…  İki tiyatro oyunu yazmışlığı var… Yine de beni en çok şairliği ilgilendiriyor. Ona sorduğum sorulara verdiği yanıtları okurken bile uzun bir şiiri okur gibiyim: Yılmaz Gruda’dan Muhsin Ertuğrul için  bir cümle: "Sesine ‘gülücük’ indi!...”  Ne güzel bir söyleyiş. "Söz'de pişmek" bu olsa gerek!

-Eserin yazımı sırasında hep aradım kendisini- Bir telefon konuşmamızda demiştim; “Öğrencilerime sık sık söylediğim bir sözdür: Helal kazanılan parayı doya doya yemek, sevdiklerine harcamak dünyanın en muhteşem tatlarından birisi!”  Gruda bütün konulardan çok tiyatroyu ve tiyatrocuyu anlattı bize. Evine ekmek götürdüğü mesleğini:  “Biz tiyatrocu’lar, ‘göçmen’ kuşlar gibi’yizdir: Bulunduğumuz vilâyet içre, arada bir vilâyetler arası, O tiyatro’dan, bu tiyatro’ya,  türlü neden’lerden ötürü, göçer dururuz…” diyor Yılmaz Gruda.  Yine şiir gibi…

Şairin içli ve içten, aynı zamanda da geçmiş zamana ilişkin önemli notlar düşen anılarına, bilgi, deneyim ve sezgilerine binlerce selam olsun!

Bilirsiniz eski şarkılar güzeldir, tıpkı eski insanlar gibi. İşte bunlardan birinde “Bir bahar akşamı rastladım size / Sevinçli bir telaş içindeydiniz / Derinden bakınca gözlerinize / Neden başınızı öne eğdiniz” der söz yazarı.  Oysa ben sevgili Yılmaz Gruda’ya bir bahar akşamı rastlamadım, derinden onun gözlerinin içine bakamadım. Karakışın en şiddetli günlerinde, üstelik son yılların en soğuk havalarında fiziksel olarak değil, kalben rastlaştık.

2022 yılı olanca dağdağasıyla gelmişti. Rap rap rap… Dağınık bir asker taburu kadar sarsıcı… 2021 Temmuz ayından beri Yılmaz Gruda’ya ulaşmak istiyordum. Bi ona sormuş, bi buna sormuştum iletişim bilgilerini.  Kendisine yazdığım mesajlar buradan -İzmir Altındağ’ın kuzeydoğu etekleri- Kâğıthane’ye yol olur. Hiçbirini okumadı, görmedi. Sayfasındaki bir paylaşıma yorum yaptım: “Hocam sizinle dergim adına söyleşi yapmak istiyorum, mesajlarınıza bakabilir misiniz?”  Yine görmedi. Meğer mesenger’la arası pek de iyi değilmiş.

Adı önce Çayyolu, sonra Cüneyne olan dergimiz için Yılmaz Gruda’ya yönelik sekiz soru hazırlamış, sorularımı bir türlü ulaştıramamıştım. Mevsim yazken; sarı benizli güze, akabinde de kışa döndü. Zemherinin ortasında, havaların iyice buza kestiği zamanlar; Hilmi Yavuz’un facebook sayfasında iki büyük şair’in - Hilmi Yavuz ve Yılmaz Gruda -  “selamlaşma” şöleni’ni gördüm.  Ne şölendi o. İki yıldız, sabah vakti, güneş doğdu doğacak, söyleşircesine…
 Hemen Hilmi Hoca’yı aradım. Şair arkadaşının, ağabeyinin numarası mutlaka onda vardır, diye. Nitekim varmış da. Hilmi Hoca çok mutlu oldu. “Can kızım, harika olur, hemen ara. Önemli şairdir Gruda, göz önünde bulunmalı hep!” dedi.  Sözleri ihtiram, sevgi ve hayranlık yüklüydü.

Durur muyum,  aylar sonra elime geçirdiğim numaradan Yılmaz Gruda’ya ulaştım.  Telefonda akıcı Türkçesi olan tok bir ses, sağlam mı sağlam bir bilinç, incelik sahibi bir adam… Sevecenlik ve ilgi ile konuşan iyi bir kalp. Mail adresini verdi. “Elimizi çabuk tutalım. Mevlana dizisinin çekimleri için Konya’ya gideceğim. Bu arada bitirelim bu işi.” dedi.  Süre sordu. “Bir mart” dedim.

Söylemiştim ya ince adam, sorularımı gördükten sonra “kapsamları çok dar” demedi. Biraz daha araştırma yapmamı salık verdi o kadar. Tiyatroculuğunun, sinemacılığının yanı sıra -ki bence en önemlisi bu- Mavici olduğunu, iyi şiirler yazdığını bilmek, şiirlerinden bir kısmını okumak yeter mi hiç?

Hızlı fakat heyecanlı araştırmalarım soru sayısını on yediye çıkardı. Gönderdim. “İstediğiniz kadarına cevap verirsiniz.

Beğenmediklerinizi es geçersiniz!” dedim. Ne es geçmiş ne kenara atmış. Hepsine cevap vermeye başlamış.


Doksan iki yaşında bir koca çınar şaire esin vermiştim, kendimden hiç mi hiç ummadığım halde. Yazdığı kitap bizim kitabımız olmuştu: San’at Üzre Bir “Derûn” Söyleşi*  Neler neler yazıyor. Onlarca kez aradım, “anahtar sende” dedi çünkü. Her seferinde “Allah seninle olsun!” diye kapattı telefonu.  Evet doğrusu da bu, yaratıcımız hep bizledir bizle bir olmasına da iyiden, doğrudan ve haklıdan taraftır kuşkusuz. Baştaki çiçek ise -onun ve benim- simgemiz olsun. Delişmence akıp giden zamana kısa bir süreliğine de olsa kafa tutuşumuzun hatırına…  Eski pehlivan tefrikaları gibi arkası yarınlarda…”




Tuğçe Yerdelen
E-Gazetem.com

 
# Yılmaz Gruda# sanat# e-gazetem.com# e-gazetem.com
EDİTOR
haber merkezi
haber merkezi
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x
İlginizi Çekebilir
2 TEMMUZ BUCA’DA UNUTULMADI
2 TEMMUZ BUCA’DA UNUTULMADI
MABEL MATİZ'DEN AÇIKLAMA
MABEL MATİZ'DEN AÇIKLAMA
İZMİR KÖRFEZ FESTİVALİ BAŞLADI
İZMİR KÖRFEZ FESTİVALİ BAŞLADI
ENGELLİ VATANDAŞLARA ÖZEL ÜCRETSİZ GEMİ TURLARI
ENGELLİ VATANDAŞLARA ÖZEL ÜCRETSİZ GEMİ TURLARI
Son Haberler
31 TEMMUZ'A KADAR YASAK
31 TEMMUZ'A KADAR YASAK
2 TEMMUZ BUCA’DA UNUTULMADI
2 TEMMUZ BUCA’DA UNUTULMADI
ADANA'DA YANGIN ÇIKTI
ADANA'DA YANGIN ÇIKTI
UKRAYNA DOĞRULADI: ÇEKİLMEK ZORUNDA KALDIK
UKRAYNA DOĞRULADI: ÇEKİLMEK ZORUNDA KALDIK
SEDAT PEKER'DEN DEMİRÖREN'LE İLGİLİ YENİ İDDİA
SEDAT PEKER'DEN DEMİRÖREN'LE İLGİLİ YENİ İDDİA
“CİNAYETİN FAİLİ SİZSİNİZ, CİNAYETİN FAİLİ SÜLEYMAN SOYLU!”
“CİNAYETİN FAİLİ SİZSİNİZ, CİNAYETİN FAİLİ SÜLEYMAN SOYLU!”

Ana Sayfa
e-dergim
Gündem Sokakta
Yaşam
Politika
Ekonomi
Spor
Sağlık
Ayaküstü Sohbet
Kültür-Sanat
Foto Galeri
Video Galeri
Köşe Yazarları
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
  • AKTÜEL
  • Dış Haberler
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kültür-Sanat
  • Politika
  • Sağlık
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
Google Play
ücretsiz indirin

sanalbasin.com üyesidir

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim