ANKA'dan Tamer Arda Erşin, Diyanet’e açık büfelerin haram olup olmadığını sorusunu yöneltti. Diyanet, yazılı açıklama ile cevap verdi:
“FAZLA TÜKETİM HARAM”
“İsraf, özellikle mal veya imkanları meşru olmayan amaçlar için saçıp savurmayı ifade eder. Dinen helal kabul edilen maddelerin günün icaplarına göre ihtiyaçtan fazla tüketimi haram veya mekruh sayılmıştır. Maddi ve manevi imkanları Allah’ın insanlara bağışladığı birer emanet sayan İslam dini, bunları Allah’ın rızasını kazanmaya ve insanlara mutluluk getirmeye elverişli yerlerde kullanmayı emreder.
“İSRAF KAVRAMI KÜLTÜREL ŞARTLARA GÖRE DEĞİŞKEN”
İsrafın, sözlük anlamından farklı olarak açık ve sabit bir tanımı yapılmamış, sınırları belirlenmemiştir. Bunun en önemli sebebi, israf kavramının ekonomik, sosyal ve kültürel şartlara göre değişken olmasıdır. Ferdi ve içtimai refah seviyesindeki artış, harcama alışkanlıklarını değiştirmektedir. İslam hukukçuları, maslahatı öncelik sırasına göre zaruriyyat, haciyyat ve tahsiniyyat (kemaliyyat) olmak üzere üçe ayırmakta, bunların ötesinde sadece nefsani isteklerin ve bencil duyguların tatmini için ihtiyaçtan fazla olarak yapılan lüks tüketimi israf saymaktadır. Ayrıca zaruriyyat dururken haciyyata veya haciyyat yerine tahsiniyyata harcama yapmak da israftır. Ancak pratikte bu kavramların sınırlarını kesin olarak belirlemek imkansızdır.
"AŞIRIYA KAÇMADAN ALMALI HELAL"
Sonuç olarak; Yüce Allah'ın kendisine mali yönden geniş imkân verdiği kimselerin, otellerdeki açık büfelerden, yenmesi ve içilmesi dinen helal olan şeylerden çeşit çeşit, aşırıya kaçmadan almaları helaldir ve israf sayılmaz” ifadeleri kullanıldı.
E-Gazetem.com
“FAZLA TÜKETİM HARAM”
“İsraf, özellikle mal veya imkanları meşru olmayan amaçlar için saçıp savurmayı ifade eder. Dinen helal kabul edilen maddelerin günün icaplarına göre ihtiyaçtan fazla tüketimi haram veya mekruh sayılmıştır. Maddi ve manevi imkanları Allah’ın insanlara bağışladığı birer emanet sayan İslam dini, bunları Allah’ın rızasını kazanmaya ve insanlara mutluluk getirmeye elverişli yerlerde kullanmayı emreder.
“İSRAF KAVRAMI KÜLTÜREL ŞARTLARA GÖRE DEĞİŞKEN”
İsrafın, sözlük anlamından farklı olarak açık ve sabit bir tanımı yapılmamış, sınırları belirlenmemiştir. Bunun en önemli sebebi, israf kavramının ekonomik, sosyal ve kültürel şartlara göre değişken olmasıdır. Ferdi ve içtimai refah seviyesindeki artış, harcama alışkanlıklarını değiştirmektedir. İslam hukukçuları, maslahatı öncelik sırasına göre zaruriyyat, haciyyat ve tahsiniyyat (kemaliyyat) olmak üzere üçe ayırmakta, bunların ötesinde sadece nefsani isteklerin ve bencil duyguların tatmini için ihtiyaçtan fazla olarak yapılan lüks tüketimi israf saymaktadır. Ayrıca zaruriyyat dururken haciyyata veya haciyyat yerine tahsiniyyata harcama yapmak da israftır. Ancak pratikte bu kavramların sınırlarını kesin olarak belirlemek imkansızdır.
"AŞIRIYA KAÇMADAN ALMALI HELAL"
Sonuç olarak; Yüce Allah'ın kendisine mali yönden geniş imkân verdiği kimselerin, otellerdeki açık büfelerden, yenmesi ve içilmesi dinen helal olan şeylerden çeşit çeşit, aşırıya kaçmadan almaları helaldir ve israf sayılmaz” ifadeleri kullanıldı.
E-Gazetem.com