CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamasında şunları ifade etti:
“Merkez Bankası’na müdahale eden kişinin Erdoğan olduğunu ben de biliyorum siz de biliyorsunuz Mısır’daki sağır sultan da biliyor. Faiz oranları düşsün ya da faiz oranları şu seviyeye insin diye ilk bilgiyi veren kişinin veya bu konuda talimat verdiğini söyleyen kişinin Erdoğan olduğunu biliyoruz.
“KARARI LİYAKATLİ KİŞİLER VERSİN”
Buradan Erdoğan’a açık ve net çağrı yapıyorum. Lütfen Merkez Bankası’nın kurumsal kimliğine saygı göster ve Merkez Bankası’nın, faiz yükselir mi, faiz düşer mi bu konuda kararı sen değil, kararı liyakatli kişiler versinler.
Dövizin sürekli Türk lirası karşısında yükselmesi ya da Türk lirasının değer kaybetmesinin endişelerini de ifade ettik. Çünkü önümüzdeki kış zam yağmuru gelecek. Elektrikten, akaryakıttan, doğalgazda ‘Kara Kış’ olmayabilir ama fakirin fukaranın hakkını hukukunu korumak açısından, onların pahalı elektrik, pahalı doğalgazla karışlaşmamaları açısından en azından bütçelerine belli zaman dilimleri içerisinde katkıda bulunmak için bir fonun oluşturulması gerektiğini ifade ettim. Bu fon mutlaka olmalı, aksi halde bu kış vatandaşlar için çok kötü olacak.
“KÜLTÜRÜN YOK OLMAMAMSINI İSTEDİK”
Ayrıca Merkez Bankası’nın yetkilerinin kararnamelerle alınıp, başka bir kuruma verilmesini de doğru olmadığını özellikle fiyat istikrar komitesine vurgu yaparak da ifade ettik. Merkez Bankası’nın iyi bir kültürü var. Cumhuriyet tarihi boyunca bu kültürü adım adım oluşturmuş vaziyette. Bu kültürün yok olmamasını istedik.
Burası bağımsız bir kurum. Fiyat istikrarından sorumlu olan bir kurum. Kurumun bağımsızlığı sadece bizim için değil, dünya finans piyasaları için de son derece değerli ve önemli. Sıcak siyasetin Merkez Bankası’na müdahale etmesini asla istemedik ve istemiyoruz da. Bu düşüncemizi de sayın başkana da ifade ettik.
İyi bir kadrosu var. Kadrosunun korunması gerektiğini istedik. Bu konuda da elimizden gelen her türlü yardımı da yapabileceğimizi de ifade ettik Merkez Bankası’nın kimliğinin, kişiliğinin korunması açısından…
“ZAM YAĞMURU ARKA ARKAYA GELİYOR”
Zam yağmuru arka arkaya geliyor. Dövizin kontrol edilememesi, Türk lirasının sürekli değer kaybetmesi bizim açımızdan da sokaktaki vatandaş açısından da sanayici açısından da bir sorun olarak önümüzde duruyor. Bu konudaki hassasiyetimizi büyük ölçüde ifade ettik.
Son 45 günde Türk lirası, dolar karşısında yüzde 10 değer kaybetti. Bu rakam ciddi bir rakam. 45 günde Türk lirasının büyük değer kaybetmesi fiyat istikrarının olmadığını gösteriyor. Ve bunun yansımaları sokaktaki insana gelecek. Sokaktaki insan bunun yansımalarından büyük ölçüde etkilenecek.
Esnafından tutun taşeron işçisine kadar veya işsizlere kadar mutfağı büyük ölçüde etkileyecek bu. Gördüğümüz tablo şudur, Bugüne kadar hep vatandaşın ağzında bir lokma vardı, lokmayı almaya çalışıyordu mevcut hükümet, şimdi mutfağındaki tencereyi de almaya çalışıyor.
Dolayısıyla önümüzdeki süreç bir zam yağmuru olarak vatandaşın önüne gelecek. Bu konudaki bütün duyarlılıklarımızı, hassasiyetimizi bir şekliyle ifade ettik. Bunu da ifade etmek zorundaydık zaten.
Eğer onlar bu kararı verebilirlerse o zaman dünyada pek çok finans kuruluşu da doğal olarak Merkez Bankası’na saygı gösterecektir.”
E-Gazetem.com