Solist Mehmet Deniz Özbey Bilgin, elektro gitarist Berkay Yıldızlılar, bas gitarist Barış Uğursu ve davul da Ömer Tarık Atmaca ile gerçekleştirdiğimiz sohbete kulak verelim.
Tuğçe Yerdelen: Müzikle nasıl tanıştınız ve sizin için müzik ne demek?
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Müzikle 12 yıldır ilgileniyorum. Müzik hayatına gitarla başladım, sonradan vokal- gitar olarak devam ettim. Başrol grubu 2019 yılında kuruldu. O yılda pandemi yoğun olarak yaşandığı için son 1-2 aydır düzenli olarak sahne alıyoruz.
Berkay Yıldızlılar: Gitar çalmaya 10 yaşındayken başladım, 10 aydır beraberiz. Konuşmadan kendimi ifade ettiğim tek yol , müzik. Her gün durmadan çalışıyorum amacım çok daha iyi olmak. Kendimi anlatmak için sahnede olmam gerekiyor.
Barış Uğursu: Yaklaşık 20 yıldır müzik camiasındayım. Çeşitli gruplarda ve çeşitli tarzlarda sahne alıyorum. Sadece müzisyen olarak da bu işi yapmıyorum, aynı zamanda eğitimciyim. Ayrıca menajerlik, organizasyon ve ses işlemlerini yapıyorum. Müzik tüm hayatım. Müzik hayatına ise bağlama ile başladım, daha sonra 7-8 sene bağlamacı olarak Türkü barlarda vokalist ve solist olarak sahne aldım. Sonrasında ise Rock barlara geçtim. İzmir’in önemli gruplarında yer aldım. Organizasyon işi yaparken, Başrol grubu ile tanıştım. Bas gitarist ihtiyaçları oldu ve ben de keyifle grubun bir parçası oldum.

“MÜZİĞİN GÖLGESİYİM”
Tarık Atmaca: 10 yaşındayken enstrümanlar ile tanıştım. Bağlama ile başladım, ardından gitar ve bateri çalmaya başladım. Son 2 yıldır piyona da çalışıyorum. Müzik önce arkamdan gölge gibi gelirken, ben artık müziğin gölgesiyim. Dışarıda da farklı farklı renkler olarak kendimizi ifade ederken, Başrol olarak sahneye çıkınca bir bütün oluyoruz, tek renge dönüşüyoruz. Kolektif olarak güzel bir yere varmayı hedefliyoruz.
Tuğçe Yerdelen: Müzik grubu olarak bir arada olmanın zorlukları vardır. Farklı farklı karakterlerin bir araya gelip müzik yapması nasıl bir duygu?
Solist Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Bazı gruplar sadece sahnede arkadaş olurken, biz sosyal hayatımızda da bir aradayız. Türkiye’de müzik grubu olarak sanatını icra edenler ne yazık ki az.
Berkay Yıldızlılar: Deniz’in söylediği gibi, sahnenin arkasında da çok iyi dost olduk.
Tuğçe Yerdelen: Başrol grubunun hedefleri nelerdir, biraz bahseder misiniz?
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Hayalimiz dünyanın en büyük ve en kalabalık konserini vermek. Önce İzmir’de büyük isim yapmak, ardından Ankara ve İstanbul’da tanınmak ve oradan da çıkıp tüm Avrupa’da konser vermek istiyoruz.
“MÜZİK YOZLAŞMAYA ÇOK AÇIK”
Tuğçe Yerdelen: Müziğin ulaşa birliğin artması, dijital platformda da şarkılara tek tık ile ulaşmak müziği yozlaştırdı mı?
Ömer Tarık Atmaca: Ne yazık ki müzik yozlaşmaya çok açık. Eskiden plak şirketleri istediklerini ünlü yapabiliyorlardı, ellerinde güç vardı. Şimdi ise You Tube’da müzik icra edenler kendilerini tanıtabilmeye başladı.
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Ömer’in söylediklerine katılıyorum ve eklemek istiyorum: sonuç değişmedi, sadece gidilen yollar değişti. Plakçıların yoğun olduğu ve ağırlığını hissettirdiği zamanlarda da maddi gücü olmayan sanatçıların seslerini duyurabilmesi zordu, şimdi de zor. İnsanlar her yerde müzik dinleyebiliyor ancak alternatiflerin artması kafa karışıklığına yol açtı. Önceden yapımcılar önemliydi şimdi ise reklam önemli. Ancak sosyal medya çok hızlı, tüm kültürümüzü değiştiriyor. Sadece müzikle ön plana çıkılmıyor.
Berkay Yıldızlılar: Bir şeye ne kadar çabuk ulaşabiliyorsak o kadar değersiz görüyoruz. İşin emek kısmına dönmek gerekiyor. Genele baktığımız zaman en iyi duyguyu müzik veriyor. Korku filmi izlediğimiz zaman bize korku duygusunu veren müziktir.
Barış Uğursu: Türk toplumu bizleri can kulağı ile dinliyor. İnsanların her şeyin internetten olacağına dair kuşkuları vardı ancak müzik interaktiftir sahnede konser izlemenin tadı hiçbir şeyde yok. Müzik sektörü bir makinedir. O dişlinin içine girdiğiniz anda dişliye ayak uydurmanız gerekir. Sizi engellemeye çalışanlar olacaktır. Eğitim sistemimiz içinde ne yazık ki müzik fazla yok. Büyüklerimiz, ailelerimiz müzik ve sanatı çok desteklemiyor. Müziği iş olarak değil hobi olarak görüyorlar.
Tuğçe Yerdelen: Herkes enstrüman çalabilir mi?
Berkay Yıldızlılar: Yeteneğini keşfetmekle ilgili bir durum. Fakat denemek lazım.
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Bence herkes enstrüman çalamaz. Herkes marangoz da olamaz, çünkü beceri işi. Fakat ben herkesin müzikle uğraşmasını isterdim. Yüzde 10-15 yetenek olacak gerisi ise çalışma ile olur.
“BESTE YAPMAK İÇİN C YOLUNA ULAŞMAK LAZIM”
Tuğçe Yerdelen: Herhangi bir enstrümanı iyi çalabildim demek için çok iyi nota bilgisine sahip olmak mı gerekiyor?
Ömer Tarık Atmaca: Ben hiçbir enstrümanı nota ile öğrenmedim, kulağımla duya duya çaldım. Enstürmanın A’dan, C’ye doğru giden bir yolu var. A ve B yolu ortak, fakat kulak konusunda ayrıcalıklı olanlar C yoluna ulaşır. Teknik olarak öğrenilebilir. Bu matematik işi. Okulda öğrendiğimiz dersler gibi öğrenilebilir ama bu işin tasarımsal kısmı var. Beste yapmak için C yoluna ulaşmak lazım.
“SANATÇILAR PANDEMİYE BİLE KAFA TUTTU”
Tuğçe Yerdelen: Düet yapmak istediğiniz gruplar ya da sanatçılar var mı?
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Türkiye’den Hayko Cepkin ile Athena grubundan Gökhan ile düet yapmak istiyorum. Bizim diğer gruplardan farkımız ise beste yapıyor olmak. 1 albüm paylaştık, 1 albümü ben kendim yazdım. Söz-müziği yazıyorum ardından bir araya geliyoruz.
Ömer Tarık Atmaca: Hayko Cepkin ile düet yapmak bizim ortak hayalimiz. Mor ve Ötesi ile de düet yapmak keyifli olabilir. Onlar müziğin kalıcı isimleri, ustalarımız. Biz henüz yolun çok başındayız. Sanatçılar pandemiye bile kafa tuttu.
Tuğçe Yerdelen: Pandemi müzik dünyasını nasıl etkiledi?
Barış Uğursu: Pandemi müzik dünyasında devrim yarattı. 1 buçuk yıl işsiz kalındı. Pandemi zamanında müziğin dışında çok farklı işlerde çalıştım. Çoğu arkadaşımız yaşadığı ekonomik sorunlar nedeniyle intihar etti. Bazı gruplar dağıldı. Biz dayandık ve mücadele ettik. Bir açıdan da pandemide evlere kapanmak üretmeyi arttırdı, çoğu müzisyen beklettiği projeleri sahaya sürdü, yeni besteler, yeni albümler yapıldı. Pandemiden sonra sahnelerim çok dolu oldu, 10 ay boyunca insanlar müziğe doyamadı. Müzisyenlerin kıymeti anlaşıldı.
Tuğçe Yerdelen: İzmir müzik piyasasında hangi noktada duruyor?
Barış Uğursu: İzmir, İstanbul’a göre çok daha küçük bir piyasa fakat sıcak bir piyasa. İnsanlar birbirine yakın ve destek daha fazla var. İzmir asla İstanbul piyasasını geçemez, çünkü İstanbul’un şehir olarak bir disiplini var.
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: İzmir’den çok fazla sayıda müzisyen çıktı. Müzikle uğraşanlar İstanbul’a gitmek zorunda kalıyor. İzmir’de güzel bir kitle var.
Ömer Tarık Atmaca: Müzik piyasası yoğun olarak İstanbul’da atıyor.
Tuğçe Yerdelen: Müzikle uğraşan gençlere neler tavsiye edersiniz?
Barış Uğursu: Yeni kuşaktan çok umutluyum, bizim 5 yılda yaptığımızı 1 yılda yapıyorlar. 17-18 yaşındaki gençlerimiz gitara meraklı. Özellikle internetten çok faydalanıyorlar. Müzikle uğraşan genç kardeşlerime 2 şey öneriyorum. Birincisi sabırlı olmak, ikincisi ise karakterli olmak. Müzik camiası zehirlidir. Sahnede birçok grup dağılmıştır, çok insan birbirine küsmüş ve başarısız olmuştur. Aynı zaman da çok insan kendini kaybetmiştir. Müzikle uğraşanlar hemen bir şey beklemesinler, sadece çok yetenekli olmak tek başına bir şey ifade etmiyor. Dünyanın en iyi müzisyeni olsanız bile, sabır ve karakter yoksa asla bir yerlere gelemezsiniz. Benim 20 yıllık tecrübemdeki gözlemim bu.
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Bol bol müzik dinlemelerini tavsiye ediyorum. Hemen hemen tüm tarzları dinlemeliler.
Ömer Tarık Atmaca: Dinledikleri müzik genç kardeşlerimize yetmemeli hep daha çok müzik dinlemeliler.
Berkay Yıldızlılar: Hedefleri bitmemeli. “Tamam ben oldum” dememeliler.
Tuğçe Yerdelen: Gelelim sokak müziğine.. Neden sanatçılar sokakta müzik yapıyor?
Barış Uğursu: Sokakta müzik çalmak ise maddi kaygılardan oluyor. Müzisyenler müziklerini paylaşacak platform bulamayınca da sokağa yöneliyorlar. Bazıları ise sadece eğlence için sokakta müzik yapıyor. Sokakta özgür olduklarını düşünüyorlar. Sokak müziğine çok olumlu bakmıyorum. Sokak müziği hippi döneminden çıkma bir kültür fakat son 10 yıldır sokakta müzik yapmak arttı.
Tuğçe Yerdelen: Müzikle nasıl tanıştınız ve sizin için müzik ne demek?
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Müzikle 12 yıldır ilgileniyorum. Müzik hayatına gitarla başladım, sonradan vokal- gitar olarak devam ettim. Başrol grubu 2019 yılında kuruldu. O yılda pandemi yoğun olarak yaşandığı için son 1-2 aydır düzenli olarak sahne alıyoruz.
Berkay Yıldızlılar: Gitar çalmaya 10 yaşındayken başladım, 10 aydır beraberiz. Konuşmadan kendimi ifade ettiğim tek yol , müzik. Her gün durmadan çalışıyorum amacım çok daha iyi olmak. Kendimi anlatmak için sahnede olmam gerekiyor.
Barış Uğursu: Yaklaşık 20 yıldır müzik camiasındayım. Çeşitli gruplarda ve çeşitli tarzlarda sahne alıyorum. Sadece müzisyen olarak da bu işi yapmıyorum, aynı zamanda eğitimciyim. Ayrıca menajerlik, organizasyon ve ses işlemlerini yapıyorum. Müzik tüm hayatım. Müzik hayatına ise bağlama ile başladım, daha sonra 7-8 sene bağlamacı olarak Türkü barlarda vokalist ve solist olarak sahne aldım. Sonrasında ise Rock barlara geçtim. İzmir’in önemli gruplarında yer aldım. Organizasyon işi yaparken, Başrol grubu ile tanıştım. Bas gitarist ihtiyaçları oldu ve ben de keyifle grubun bir parçası oldum.

“MÜZİĞİN GÖLGESİYİM”
Tarık Atmaca: 10 yaşındayken enstrümanlar ile tanıştım. Bağlama ile başladım, ardından gitar ve bateri çalmaya başladım. Son 2 yıldır piyona da çalışıyorum. Müzik önce arkamdan gölge gibi gelirken, ben artık müziğin gölgesiyim. Dışarıda da farklı farklı renkler olarak kendimizi ifade ederken, Başrol olarak sahneye çıkınca bir bütün oluyoruz, tek renge dönüşüyoruz. Kolektif olarak güzel bir yere varmayı hedefliyoruz.
Tuğçe Yerdelen: Müzik grubu olarak bir arada olmanın zorlukları vardır. Farklı farklı karakterlerin bir araya gelip müzik yapması nasıl bir duygu?
Solist Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Bazı gruplar sadece sahnede arkadaş olurken, biz sosyal hayatımızda da bir aradayız. Türkiye’de müzik grubu olarak sanatını icra edenler ne yazık ki az.
Berkay Yıldızlılar: Deniz’in söylediği gibi, sahnenin arkasında da çok iyi dost olduk.
Tuğçe Yerdelen: Başrol grubunun hedefleri nelerdir, biraz bahseder misiniz?
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Hayalimiz dünyanın en büyük ve en kalabalık konserini vermek. Önce İzmir’de büyük isim yapmak, ardından Ankara ve İstanbul’da tanınmak ve oradan da çıkıp tüm Avrupa’da konser vermek istiyoruz.
“MÜZİK YOZLAŞMAYA ÇOK AÇIK”
Tuğçe Yerdelen: Müziğin ulaşa birliğin artması, dijital platformda da şarkılara tek tık ile ulaşmak müziği yozlaştırdı mı?
Ömer Tarık Atmaca: Ne yazık ki müzik yozlaşmaya çok açık. Eskiden plak şirketleri istediklerini ünlü yapabiliyorlardı, ellerinde güç vardı. Şimdi ise You Tube’da müzik icra edenler kendilerini tanıtabilmeye başladı.
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Ömer’in söylediklerine katılıyorum ve eklemek istiyorum: sonuç değişmedi, sadece gidilen yollar değişti. Plakçıların yoğun olduğu ve ağırlığını hissettirdiği zamanlarda da maddi gücü olmayan sanatçıların seslerini duyurabilmesi zordu, şimdi de zor. İnsanlar her yerde müzik dinleyebiliyor ancak alternatiflerin artması kafa karışıklığına yol açtı. Önceden yapımcılar önemliydi şimdi ise reklam önemli. Ancak sosyal medya çok hızlı, tüm kültürümüzü değiştiriyor. Sadece müzikle ön plana çıkılmıyor.
Berkay Yıldızlılar: Bir şeye ne kadar çabuk ulaşabiliyorsak o kadar değersiz görüyoruz. İşin emek kısmına dönmek gerekiyor. Genele baktığımız zaman en iyi duyguyu müzik veriyor. Korku filmi izlediğimiz zaman bize korku duygusunu veren müziktir.
Barış Uğursu: Türk toplumu bizleri can kulağı ile dinliyor. İnsanların her şeyin internetten olacağına dair kuşkuları vardı ancak müzik interaktiftir sahnede konser izlemenin tadı hiçbir şeyde yok. Müzik sektörü bir makinedir. O dişlinin içine girdiğiniz anda dişliye ayak uydurmanız gerekir. Sizi engellemeye çalışanlar olacaktır. Eğitim sistemimiz içinde ne yazık ki müzik fazla yok. Büyüklerimiz, ailelerimiz müzik ve sanatı çok desteklemiyor. Müziği iş olarak değil hobi olarak görüyorlar.
Tuğçe Yerdelen: Herkes enstrüman çalabilir mi?
Berkay Yıldızlılar: Yeteneğini keşfetmekle ilgili bir durum. Fakat denemek lazım.
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Bence herkes enstrüman çalamaz. Herkes marangoz da olamaz, çünkü beceri işi. Fakat ben herkesin müzikle uğraşmasını isterdim. Yüzde 10-15 yetenek olacak gerisi ise çalışma ile olur.
“BESTE YAPMAK İÇİN C YOLUNA ULAŞMAK LAZIM”
Tuğçe Yerdelen: Herhangi bir enstrümanı iyi çalabildim demek için çok iyi nota bilgisine sahip olmak mı gerekiyor?
Ömer Tarık Atmaca: Ben hiçbir enstrümanı nota ile öğrenmedim, kulağımla duya duya çaldım. Enstürmanın A’dan, C’ye doğru giden bir yolu var. A ve B yolu ortak, fakat kulak konusunda ayrıcalıklı olanlar C yoluna ulaşır. Teknik olarak öğrenilebilir. Bu matematik işi. Okulda öğrendiğimiz dersler gibi öğrenilebilir ama bu işin tasarımsal kısmı var. Beste yapmak için C yoluna ulaşmak lazım.
“SANATÇILAR PANDEMİYE BİLE KAFA TUTTU”
Tuğçe Yerdelen: Düet yapmak istediğiniz gruplar ya da sanatçılar var mı?
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Türkiye’den Hayko Cepkin ile Athena grubundan Gökhan ile düet yapmak istiyorum. Bizim diğer gruplardan farkımız ise beste yapıyor olmak. 1 albüm paylaştık, 1 albümü ben kendim yazdım. Söz-müziği yazıyorum ardından bir araya geliyoruz.
Ömer Tarık Atmaca: Hayko Cepkin ile düet yapmak bizim ortak hayalimiz. Mor ve Ötesi ile de düet yapmak keyifli olabilir. Onlar müziğin kalıcı isimleri, ustalarımız. Biz henüz yolun çok başındayız. Sanatçılar pandemiye bile kafa tuttu.
Tuğçe Yerdelen: Pandemi müzik dünyasını nasıl etkiledi?
Barış Uğursu: Pandemi müzik dünyasında devrim yarattı. 1 buçuk yıl işsiz kalındı. Pandemi zamanında müziğin dışında çok farklı işlerde çalıştım. Çoğu arkadaşımız yaşadığı ekonomik sorunlar nedeniyle intihar etti. Bazı gruplar dağıldı. Biz dayandık ve mücadele ettik. Bir açıdan da pandemide evlere kapanmak üretmeyi arttırdı, çoğu müzisyen beklettiği projeleri sahaya sürdü, yeni besteler, yeni albümler yapıldı. Pandemiden sonra sahnelerim çok dolu oldu, 10 ay boyunca insanlar müziğe doyamadı. Müzisyenlerin kıymeti anlaşıldı.
Tuğçe Yerdelen: İzmir müzik piyasasında hangi noktada duruyor?
Barış Uğursu: İzmir, İstanbul’a göre çok daha küçük bir piyasa fakat sıcak bir piyasa. İnsanlar birbirine yakın ve destek daha fazla var. İzmir asla İstanbul piyasasını geçemez, çünkü İstanbul’un şehir olarak bir disiplini var.
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: İzmir’den çok fazla sayıda müzisyen çıktı. Müzikle uğraşanlar İstanbul’a gitmek zorunda kalıyor. İzmir’de güzel bir kitle var.
Ömer Tarık Atmaca: Müzik piyasası yoğun olarak İstanbul’da atıyor.
Tuğçe Yerdelen: Müzikle uğraşan gençlere neler tavsiye edersiniz?
Barış Uğursu: Yeni kuşaktan çok umutluyum, bizim 5 yılda yaptığımızı 1 yılda yapıyorlar. 17-18 yaşındaki gençlerimiz gitara meraklı. Özellikle internetten çok faydalanıyorlar. Müzikle uğraşan genç kardeşlerime 2 şey öneriyorum. Birincisi sabırlı olmak, ikincisi ise karakterli olmak. Müzik camiası zehirlidir. Sahnede birçok grup dağılmıştır, çok insan birbirine küsmüş ve başarısız olmuştur. Aynı zaman da çok insan kendini kaybetmiştir. Müzikle uğraşanlar hemen bir şey beklemesinler, sadece çok yetenekli olmak tek başına bir şey ifade etmiyor. Dünyanın en iyi müzisyeni olsanız bile, sabır ve karakter yoksa asla bir yerlere gelemezsiniz. Benim 20 yıllık tecrübemdeki gözlemim bu.
Mehmet Deniz Özbey Bilgin: Bol bol müzik dinlemelerini tavsiye ediyorum. Hemen hemen tüm tarzları dinlemeliler.
Ömer Tarık Atmaca: Dinledikleri müzik genç kardeşlerimize yetmemeli hep daha çok müzik dinlemeliler.
Berkay Yıldızlılar: Hedefleri bitmemeli. “Tamam ben oldum” dememeliler.
Tuğçe Yerdelen: Gelelim sokak müziğine.. Neden sanatçılar sokakta müzik yapıyor?
Barış Uğursu: Sokakta müzik çalmak ise maddi kaygılardan oluyor. Müzisyenler müziklerini paylaşacak platform bulamayınca da sokağa yöneliyorlar. Bazıları ise sadece eğlence için sokakta müzik yapıyor. Sokakta özgür olduklarını düşünüyorlar. Sokak müziğine çok olumlu bakmıyorum. Sokak müziği hippi döneminden çıkma bir kültür fakat son 10 yıldır sokakta müzik yapmak arttı.
