Üzgünüm; Meral Akşener genel başkanlığa veda ettiği için değil; bir kadın siyasetçinin daha parti başkanlığını yürütemediği için…İdeolojisinden/ siyasi anlayışından farklı cinsiyet temelli sosyal eşitsizlik içeren bir konunun altını çizmek istiyorum:Türkiye'de kadın liderlerin siyasi ömrü erkeklere göre neden kısa oluyor? Tansu Çiller , Emine Ülker Tarhan… (Behice Boran 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerine maruz kaldığı için kapsam dışında tutuyorum. Emirle koltuğa oturtulan kadın “eş başkanlar” da buna dahil değil.)Akşener'e “yenildi ve gitti” denilebilir mi; yenilip de gitmeyen/ yenilgilere doymayan ne çok erkek siyasetçi var! Onca yenilgiye rağmen bir erkek/ Kılıçdaroğlu koltukta oturmakta ısrar ederken, bir kadın/Akşener koltuğundan ayrılma olgunluğu gösterdi.Bunu analiz etmek gerekmiyor mu? Ayrılığın siyaset dışında sosyoekonomik, kültürel, psikolojik gibi yönleri yok mu?Mesela: Erkek egemen siyaset mekanizmasında kadınların duygusal olmaları mı tez ayrılığa sebep oluyor? Ya da daha mı akılcılar/ gerçekçiler?Mesela: Kadınlar, erkek çoğunluğunun olduğu siyaset dünyasında otorite sorunu mu yaşıyor?Mesela: Kadının siyasette yer almasını hele liderlik yapmasını erkek egemen toplum ne derece kabul ediyor, ne kadar toleranslı?Bu soruları uzatabiliriz. Maalesef hiçbir konuyu/olayı, farklı yönleriyle ele alıp, nitelikli tartışmıyoruz. Tek yaptığımız, oburca tüketmek! **** Evet:Meral Akşener'in genel başkanlığı bırakmasını; toplumsal cinsiyet kavramı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği- ayrımcılığı bağlamında da tartışmak gerek…Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verileli 94 yıl oldu. Ve fakat:Kadınları siyaset dünyasında “vitrin süsü” / “destek hizmetleri” gibi sembolik gören erkekler, kamusal alanda güçlerini paylaşmaya hâlâ pek istekli değil! Geleneksel toplumsal tavrın kadına biçtiği toplumsal rol; “elinin hamuruyla siyasi karar alma süreçlerine karışma!” Küçümsemek, dışlamak yani…Bir kadın politikacı, bir kadın lider erkeklere oranla daha fazla çaba sarf ediyor.Kadınlar daha fazla kültürel anlam ve yük taşıyorlar. Kadın hâlâ, öteki… Sosyal yapılardaki cinsiyet kalıpları aşılmış değil çünkü...Geçen gün bir arkadaşıma, kadın hareketinin kitleleştiği 1960 yılından 2023’e kadar 54 ülkede 82 kadın başkan/başbakanın görev yaptığını söyledim.Arkadaşım, “Amma çokmuş” dedi!Öğrenilmiş/ öğretilmiş eril bakış budur; bu hazin yoksunluğu gelişme sanıyor! Ki bu kadın liderlerin kimisi (Gandi, Butto, Bandaranaike, Zia, Wajet, Mata’afa, Kallas gibi) aile bağıyla o koltuklara oturdu... ****Meral Akşener “gitsin veya kalsın” bu yazının konusu değil.Bu yazının konusu; kadınların siyasal temsillerinin önündeki geleneksel toplumsal yapı engeline dikkat çekmekSadece liderlik değil; son genel seçimde kadın adayların 49'u birinci sıradan gösterildi!TBMM'ye giren 600 milletvekilinin 103'ü kadın ve temsil oranı yüzde 17,1. Bu oran, dünya genelindeki 188 ülke arasında 129’uncu sırada yer aldığımızı gösteriyor. Türkiye’de siyaset hâlâ erkek işi olarak görülüyor, algılanıyor.İşte… Buna dikkat çekmek istiyorum; toplumsal cinsiyet algısının sorgulanması, değişmesi gerekiyor.Kadınların siyasal hayatta aktif rol alması, demokratik değerleri güçlendirmek ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmek açısından hayati öneme sahip.Rol model siyasetçi kadınlara ihtiyacımız var. Kadınların güçlü liderlik rollerinde daha fazla görünür olmaları, geleneksel toplumsal cinsiyet rollerine meydan okuyacaktır...Meral Akşener'in kararına üzüldüm, demokrasi olgunluğunu ayakta alkışladım...Soner Yalçın E-Gazetem
Gündem
Yayınlanma: 30 Nisan 2024 - 13:38
Hem üzüldüm hem alkışladım
Meral Akşener ayrılığına farklı bakmak...Hem üzüldüm hem alkışladım Soner Yalçın yazdı...
Gündem
30 Nisan 2024 - 13:38