Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Ekonomik teorinin belirttiği yön, arzu edilmese de, kesinlikle bir faiz artışının olması yönünde olmakla beraber, siyasetin istediği ve piyasalar tarafından da satın alınan bir faiz indiriminin olacağı yöndedir. Zaten sanırım en garibi de bu değil mi? Ne rasyonel bir ekonomik yaklaşım ne de buna uyan bir piyasa beklentisi oluşmamış, sanki zorla uygulamaya konan bir düzensizlik almış başını gidiyor.
Zaten bir faiz azaltımının beklendiği hareketliliği döviz piyasasında gözlemledik. Bunun üzerine ilgili azaltım gerçekleştiğinde döviz kurlarının yukarı yönlü olacağını belirtmek gerekiyor. Burada özellikle bu 'seviye ve oynaklıktaki değişimin' hangi yönde olursa olsun hem tüketiciye hem de özellikle dış ticaret yapan firmalara çok zarar verdiğini vurgulamak gerekmektedir.
Şu bir gerçek ki, hem Merkez Bankası'nın, hem de karar vericilerin yıl sonu tahmininden çok daha fazla olacağı kesin. Ayrıca hem ekonomi yönetimi hem de piyasalar artık dolar kurunun 10 lira olmasını kanıksamış gibi.
Merkez Bankası yönetimi ve ekonomi yetkilileri, artık para politikasının etkinliğinden öte haber etkisi ile ekonomiyi yönetmeyi deniyorlar.
Bir bakıma bir çaresizlik de mevcut. Ellerinde politika araçlarının etkisini ortaya koyacak bir yaklaşım da kalmadı. Bu gerçekle, zaten kontrolden çıkmış makroekonomik dengelere bir de görevden alınmaların eklenmesinin döviz piyasasındaki oynaklık dışında bir yan etkisi olmadığı düşüncesi var. Esas olarak bu kur seviyesi ve oynaklığının bilerek ve isteyerek yaratıldığı şüphesini de dillendirmek gerekiyor.
Ekonomide faiz ve milli gelir tüm dengelerin sentezlenmiş en son fotoğrafını verir.
Sermayenin getirisi ve aynı zamanda fiyatı olan faizin yatırım bağlamında alternatifi ise bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde döviz yapılan (sözde) yatırımdır. Bunun yayında, uluslararası para birimlerinin küresel değerinin faiz getirisine duyarlılığı nedeniyle faiz ve döviz akımı arasında sıkı bir ilişki vardır. Burada esas olan ise reel getirinin nerede yüksek olduğu yaklaşımıdır.
Süreç çok açık ve basittir. Temel olarak yeni bir ekonomi takımı ile yeni bir ekonomi politikaları uygulamaktır. Bunun içinde devlet-köylü maliyet ortaklığına dayalı restorasyon dönemi bir tarım politikası, girdi maliyetlerini uzun dönemde değiştirecek ithalata bağımlılığı belki de sonlandıracak bebek endüstrilere damlayı stratejik bir üretim ve dış ticaret politikası ile yeni, uzmanlık ve yoğunluğa dayalı bölgesel bir imalat sanayi politikası merkezi oluşturmalıdır. Kaliteli büyüme ve dış ticaretin komşularımıza yoğunlaştığı bir yeni yaklaşım da sürecin can damarını teşkil edecektir."
E-Gazetem.com
“Ekonomik teorinin belirttiği yön, arzu edilmese de, kesinlikle bir faiz artışının olması yönünde olmakla beraber, siyasetin istediği ve piyasalar tarafından da satın alınan bir faiz indiriminin olacağı yöndedir. Zaten sanırım en garibi de bu değil mi? Ne rasyonel bir ekonomik yaklaşım ne de buna uyan bir piyasa beklentisi oluşmamış, sanki zorla uygulamaya konan bir düzensizlik almış başını gidiyor.
Zaten bir faiz azaltımının beklendiği hareketliliği döviz piyasasında gözlemledik. Bunun üzerine ilgili azaltım gerçekleştiğinde döviz kurlarının yukarı yönlü olacağını belirtmek gerekiyor. Burada özellikle bu 'seviye ve oynaklıktaki değişimin' hangi yönde olursa olsun hem tüketiciye hem de özellikle dış ticaret yapan firmalara çok zarar verdiğini vurgulamak gerekmektedir.
Şu bir gerçek ki, hem Merkez Bankası'nın, hem de karar vericilerin yıl sonu tahmininden çok daha fazla olacağı kesin. Ayrıca hem ekonomi yönetimi hem de piyasalar artık dolar kurunun 10 lira olmasını kanıksamış gibi.
Merkez Bankası yönetimi ve ekonomi yetkilileri, artık para politikasının etkinliğinden öte haber etkisi ile ekonomiyi yönetmeyi deniyorlar.
Bir bakıma bir çaresizlik de mevcut. Ellerinde politika araçlarının etkisini ortaya koyacak bir yaklaşım da kalmadı. Bu gerçekle, zaten kontrolden çıkmış makroekonomik dengelere bir de görevden alınmaların eklenmesinin döviz piyasasındaki oynaklık dışında bir yan etkisi olmadığı düşüncesi var. Esas olarak bu kur seviyesi ve oynaklığının bilerek ve isteyerek yaratıldığı şüphesini de dillendirmek gerekiyor.
Ekonomide faiz ve milli gelir tüm dengelerin sentezlenmiş en son fotoğrafını verir.
Sermayenin getirisi ve aynı zamanda fiyatı olan faizin yatırım bağlamında alternatifi ise bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde döviz yapılan (sözde) yatırımdır. Bunun yayında, uluslararası para birimlerinin küresel değerinin faiz getirisine duyarlılığı nedeniyle faiz ve döviz akımı arasında sıkı bir ilişki vardır. Burada esas olan ise reel getirinin nerede yüksek olduğu yaklaşımıdır.
Süreç çok açık ve basittir. Temel olarak yeni bir ekonomi takımı ile yeni bir ekonomi politikaları uygulamaktır. Bunun içinde devlet-köylü maliyet ortaklığına dayalı restorasyon dönemi bir tarım politikası, girdi maliyetlerini uzun dönemde değiştirecek ithalata bağımlılığı belki de sonlandıracak bebek endüstrilere damlayı stratejik bir üretim ve dış ticaret politikası ile yeni, uzmanlık ve yoğunluğa dayalı bölgesel bir imalat sanayi politikası merkezi oluşturmalıdır. Kaliteli büyüme ve dış ticaretin komşularımıza yoğunlaştığı bir yeni yaklaşım da sürecin can damarını teşkil edecektir."
E-Gazetem.com