Dönemin olağanüstü toplumsal olayları yayınlar doğurur: Türkçe olarak ilk gazete Sultan İkinci Mahmut emriyle Tanzimat döneminde/1831'de yayınlanan Takvim-i Vakayi’dir. Devletin yayın organıydı kuşkusuz...Muhaliflere bakarsak:Tarihimizde ilk muhalif gazete Ali Suavi’nin çıkardığı Muhbir’dir. Hemen kapatıldı…Jön Türklerin edebiyat yayını görünümlü muhalif dergisi Servet-i Fünun’dur…1908 Temmuz Devrimi’nin gazetesi Tanin’dir. İttihatçıların yayın organı…Kurtuluş Savaşı’nın yarattığı gazete Hâkimiyet-i Milliye’dir. Bizzat Atatürk çıkardı…CHP/İnönü'ye muhalefetin gazetesi Tan’dır. Baskı sonucu kapanmak zorunda kalınca küllerinden Milliyet Gazetesi doğdu…Demokrat Parti’nin iktidarına giden süreçte bir diğer doğum Hürriyet Gazetesi ile oldu.Demokrat Parti’ye muhalefet, Ulus gazetesini büyüttü. Metin Toker yönetimindeki Akis siyasi dergiciliğin ülkemizde kök salmasına sebep oldu.1960’larda toplumsal muhalefetin öncüsü, Doğan Avcıoğlu’nun başında olduğu Yön dergisidir. Ki bir şekilde “okul” görevi yaptı; tıpkı Politika, Aydınlık, Demokrat gibi…12 Mart askeri darbesi Yankı gibi dergilerin tiraj kazanmasına neden oldu.12 Eylül askeri darbesi ise bir gazetenin yıldızını parlattı: Cumhuriyet! Yön dergisinin “ruhu” bu gazeteyle dirildi.
****Çocukluğumda-gençliğimde okuduğum Halkın Kurtuluşu Gazetesi idi. Örgüt 12 Eylül’de büyük darbe yiyince yayın organım Cumhuriyet Gazetesi oldu. İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu başta olmak üzere beğendiğim köşe yazılarını kesip, dosyalardım. Belki gazeteci olmaya karar vermem, Cumhuriyet’i okumamla oldu...Profesyonel çalışmaya 1987 yılında 2000’e Doğru dergisinde başladım. O dönem Nokta, Yeni Gündem gibi dergiler vardı, hangi örgütten olursa olsun dönekleşmemiş muhalif solcuların bir çatı olması ilgimi çekti ve bu dergiyi tercih ettim...Sonra günlük Aydınlık gazetesi çıktı. İlk köşe yazarlığımı, “Ankara Günlüğü” adıyla burada yaptım. Altı yıl çalıştım…Askerden sonra Ankara merkezli yayınlanan Siyah Beyaz gazetesinde görev aldım. İdealisttik. İstanbul basın “dükalığına” karşı alternatif habercilik yapacaktık. Olmadı.Sonra sırasıyla, Show TV Ankara Haber, Star TV İstanbul Haber, CNNTürk, Sabah Gazetesi, Hürriyet Gazetesinde çalıştım…Sonra:Kendi yayın organımız Odatv’yi kurduk.
****
Tarih: 14 Şubat 2011.FETÖ’nün Odatv kumpası sonucu iki yıl cezaevinde kaldım.Silivri Cezaevi’nde çıkınca Uğur (Dündar) Ağabeyin isteğiyle Sözcü gazetesine geldim.Yazımın girişinde söylediğim gibi, ülkedeki büyük toplumsal dalgalanma Sözcü gazetesini büyütüyordu. Gazeteyi, İlhami Soysal-Çetin Altan ikilisinin olduğu mücadeleci Akşam gazetesine benzetiyordum...Ve ilk köşe yazım 3 Aralık 2013’te yayınlandı: “Neden Sözcü’deyim.”O yazımda Hakimiyet-i Milliye gazetesinin 10 Ocak 1920 tarihli baş yazısından alıntı yaptım:-“‘Ulusun egemenliği; ne sermayelerin, ne içi boş politikaların, ne kinlerin, çıkarların ve ikballerin, ne de geçici heveslerin oyuncağı olur. Ulus bağımsız olmaya muhtaçtır. Egemenliği bunun için kullanacaktır. Gazetemizin gayesi bu ihtiyacı karşılamaktır…’ Evet, dün nasıl kurtuluş savaşının yayın organı Hakimiyet-i Milliye varsa bugün de Sözcü var… Merhaba…”Bu “merhaba” yazısının üzerinden 11 yıl geçti…Türkiye'ye yeni dönem geliyor. Sözcü, bu olağanüstü koşullarda yolunda yürümeyi sürdürecek, dönemlere yenilmeyecektir…Ve fakat: Ben yazılarımla maalesef gazetenin yanında olamayacağım… Vedalar acıtsa da bazen gitmek gerekir.Evet, değerli okur artık ayrılma zamanı geldi. İyi ki varsınız.Katkısı olan her meslektaşıma da teşekkür ederim.Hoşçakalın… Soner YalçınE-Gazetem.com
****Çocukluğumda-gençliğimde okuduğum Halkın Kurtuluşu Gazetesi idi. Örgüt 12 Eylül’de büyük darbe yiyince yayın organım Cumhuriyet Gazetesi oldu. İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu başta olmak üzere beğendiğim köşe yazılarını kesip, dosyalardım. Belki gazeteci olmaya karar vermem, Cumhuriyet’i okumamla oldu...Profesyonel çalışmaya 1987 yılında 2000’e Doğru dergisinde başladım. O dönem Nokta, Yeni Gündem gibi dergiler vardı, hangi örgütten olursa olsun dönekleşmemiş muhalif solcuların bir çatı olması ilgimi çekti ve bu dergiyi tercih ettim...Sonra günlük Aydınlık gazetesi çıktı. İlk köşe yazarlığımı, “Ankara Günlüğü” adıyla burada yaptım. Altı yıl çalıştım…Askerden sonra Ankara merkezli yayınlanan Siyah Beyaz gazetesinde görev aldım. İdealisttik. İstanbul basın “dükalığına” karşı alternatif habercilik yapacaktık. Olmadı.Sonra sırasıyla, Show TV Ankara Haber, Star TV İstanbul Haber, CNNTürk, Sabah Gazetesi, Hürriyet Gazetesinde çalıştım…Sonra:Kendi yayın organımız Odatv’yi kurduk.
****
Tarih: 14 Şubat 2011.FETÖ’nün Odatv kumpası sonucu iki yıl cezaevinde kaldım.Silivri Cezaevi’nde çıkınca Uğur (Dündar) Ağabeyin isteğiyle Sözcü gazetesine geldim.Yazımın girişinde söylediğim gibi, ülkedeki büyük toplumsal dalgalanma Sözcü gazetesini büyütüyordu. Gazeteyi, İlhami Soysal-Çetin Altan ikilisinin olduğu mücadeleci Akşam gazetesine benzetiyordum...Ve ilk köşe yazım 3 Aralık 2013’te yayınlandı: “Neden Sözcü’deyim.”O yazımda Hakimiyet-i Milliye gazetesinin 10 Ocak 1920 tarihli baş yazısından alıntı yaptım:-“‘Ulusun egemenliği; ne sermayelerin, ne içi boş politikaların, ne kinlerin, çıkarların ve ikballerin, ne de geçici heveslerin oyuncağı olur. Ulus bağımsız olmaya muhtaçtır. Egemenliği bunun için kullanacaktır. Gazetemizin gayesi bu ihtiyacı karşılamaktır…’ Evet, dün nasıl kurtuluş savaşının yayın organı Hakimiyet-i Milliye varsa bugün de Sözcü var… Merhaba…”Bu “merhaba” yazısının üzerinden 11 yıl geçti…Türkiye'ye yeni dönem geliyor. Sözcü, bu olağanüstü koşullarda yolunda yürümeyi sürdürecek, dönemlere yenilmeyecektir…Ve fakat: Ben yazılarımla maalesef gazetenin yanında olamayacağım… Vedalar acıtsa da bazen gitmek gerekir.Evet, değerli okur artık ayrılma zamanı geldi. İyi ki varsınız.Katkısı olan her meslektaşıma da teşekkür ederim.Hoşçakalın… Soner YalçınE-Gazetem.com