Her ne kadar ülke gündemi iktidar partisi tarafından değiştirilmek istense de vatandaşın gündemi belli; cebindeki paranın erimesi, ekmeği dahi alamayacak duruma gelmesi. Büyükşehir belediyelerinin ürettiği halk ekmek satış noktaları önünde uzayıp giden kuyrukları üzüntüyle izliyoruz.
Yıllardır insanları çalışmadan para kazanmaya özendiren köşe dönmeci sistem acımasızca hüküm sürmeye devam etmektedir. Üretime reel faydası olmadan milyonlarca lirayı banka hesaplarında görenlerle bankalara kredi ve kredi kartı borçlarını ödemek için nefessiz kalan insanların amansız ve adaletsiz mücadelesine sahne oluyor ülkemiz. Yani; ‘’ çöp çıkaranlarla çöpten çıkaranların mücadelesine’’.
Merkez bankası (MB) faizleri düşürüyor, dolar-euro yükseliyor yapılanlar yurtdışı piyasalarda rekabet gücümüzü artırıp tüm gücümüzle ihracatı artırıp cari açığı düşürmek/kapatmak odaklı bir politika. Peki vatandaş ne yapacak ? 2.825 TL asgari ücret alan vatandaşın maaşı yazımı kaleme aldığım şu sıralar 210 $ seviyesine inmiş durumda. Daha 12 gün önce yani 20 Kasım tarihinde 256 $ civarındaydı. Vatandaşın cebindeki bu soygunun hesabını kim verecek ?
Bakınız; olayı yaşanmış bir örnekle başka bir açıdan ele alalım. 20 gün önce cebinde 10.000 TL olan vatandaş dolar alıyor, eline geçen miktar 909 $. Bu parayla yeni serüven olan kripto paralardan birine yatırım yapıyor. Yatırım yaptığı sistem 12 günde % 15 değer artışı gösteriyor, 909 $ oluyor 1045 $. Sayın vatandaşımız yatırımdan çıkıp elindeki doları TL’ye çeviriyor ve 14,000 TL’si oluyor. İşte böylesi bir adaletsiz sistem içinde 12 günde %40 kazanç nasıl izah edilir? Bu para nereden , kimin cebinden çıkıp gelmektedir ? Diyeceksiniz ki; kripto parada kaybedebilirdi, evet o risk vardı. Aynı kişi kripto para yatırımı yapmadan elindeki doları bekletip bozdursaydı 12 günde 2.200 TL para kazanacaktı, 12 günde durduğu yerde % 22 kar sağlamak nerede var ? Başlangıçta 10.000 TL parası olan sıradan vatandaştan bahsettik. Oysa ki milyonlarca TL parası olan birçok insan var bu ülkede. Dolayısıyla bir ülke ekonomisi böylesi zahmetsiz bir kazanç sistemini nasıl finanse edebilir ? Bu kadar kolay para kazanan iş insanını nasıl yeni yatırım yapmaya ikna edebilirsiniz ? Belirsiz bir tablo içinde yatırım yapmayı göze alacak, yeni istihdam sağlayacak, nasıl ve neye güvenerek yapacak bu işleri ?
Tekrar dönüyoruz vatandaşın cebindeki 210 $’lık asgari ücrete. Yarın ya da bir hafta sonra nasıl bir manzarayla karşılaşacak bunun endişesini yaşıyor vatandaş ! En temel gıda malzemelerine gelen zamlara nasıl yetişecek ? Günlük 2 öğüne düşürerek hayatlarının en temel ihtiyacını bile kısıtlamak zorunda kalıyorlar.
Bakınız hükümetin her zaman geçmişle övündüğü Osmanlı Devleti bile kuruluş felsefesini Şeyh Edebali’nin nasihatleri üzerine oturtmuş ve bu sayede dünya devi bir imparatorluk olmuştur. Ertuğrul Gazi oğlu Osman Gazi’yi Şeyh Edebali’ye emanet etmiş, oğlundan hocasının öğütleri ve öğretilerini iyi benimsemesini ve asla şikayet etmemesini istemiştir. Ne zamanki bu felsefeden uzaklaşan, halkı unutan, halkından bihaber padişahlar göreve gelmeye başlamış işte o ihtişamlı yapı yok olup gitmiştir.
Halkı unutan her yönetimin aynı neticeyle karşılaşması kaçınılmazdır. O halde bugün mevcutta olan veya yarın gelecek her yönetim Şeyh Edebali’nin felsefesine sahip çıkmalıdır.
‘’ İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN’’
İnsanı düşünen iktidar yok ne yazık k.????