“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır.” Mustafa Kemal Atatürk
Türkiye Cumhuriyeti’nin resmen kurulduğu tarih olan 29 Ekim, her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Dünyayı saran ve ülkemizin boğuştuğu salgın nedeniyle bu yıl her zaman olduğundan elbette ki farklı olacak. Önlemler ve tedbirler içinde kutlanacak olan 29 Ekim, ne olursa olsun hiçbir zaman halkın gözünde coşkusunu yitirmeyecektir. Öyle ki, “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatları, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı bu yılda diğer yıllar gibi gururla kutlayacak.
Devletin yönetimini millete bıraktığı bu kutsal günün ortaya çıkışını anımsayalım, nasıl olmuştu da Mustafa Kemal Atatürk, “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” demişti?
Tarih 23 Nisan 1920… Ankara’da toplanan halkın vekilleri, 20 Ocak 1921 tarihinde Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nu kabul ederek egemenliğin Türk ulusuna ait olduğunu ilan etmişti. 1 Kasım 1922’de ise alınan kararla saltanatı kaldırmıştı. Ülkeyi meclis hükümeti yönetiyordu. İcra Vekilleri Heyeti’nin 27 Ekim 1923 tarihinde istifa etmesinin ardından yerine yeni bir kabine kurulamadı. 29 Ekim 1923 tarihinde kanun değişikliği tasarısı hazırlanarak meclise sunuldu. Yapılan değişikliklerin kabulüyle beraber Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından resmen ilan edildi. 29 Ekim, 628 sayılı bu kanun ile 1925 yılından itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlanmaya başladı.
CUMHURİYET’İN 10. YIL NUTKU
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, 29 Ekim 1933 günü Türk milletine hitaben yaptığı o muhteşem konuşması şöyleydi:
“Türk Milleti! Kurtuluş savaşına başladığımızın 15'inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
Kutlu olsun! Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim. Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir.
Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârâne yürümesine borçluyuz.
Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.
Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek millî ülkümüzdür.
Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyete hakikî huzurun temini yolunda, kendine düşen medenî vazifeyi yapmakta, muvaffak kılacaktır.
Büyük Türk Milleti, on beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.
Bugün, aynı inan ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medenî âlem, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk Milleti! Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türk'üm diyene!”
İlkokul sıralarında öğrendiğimiz ve gür sesle haykırdığımız, “Cumhuriyet Hürriyet Demek” şarkısının sözlerini paylaşarak, hepimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum.
“Cumhuriyet hürriyet demek.
Cumhuriyet özgürce yaşamak,
Cumhuriyet hürriyet demek.
Cumhuriyet özgürce yaşamak,
Uygarlığa, çağdaşlığa,
Durmadan, yılmadan koşmak demek.
Uygarlığa, çağdaşlığa,
Durmadan, yılmadan koşmak demek.
Cumhuriyet mutluluk demek.
Cumhuriyet kol kola yürümek,
Cumhuriyet mutluluk demek.
Cumhuriyet kol kola yürümek,
Uygarlığa, çağdaşlığa,
Durmadan, yılmadan koşmak demek.
Uygarlığa, çağdaşlığa,
Durmadan, yılmadan koşmak demek.”