Yazılı ve görsel basının temsilcileriyle üst üste yapılan toplantılarda dile getirilen görüşlerden de hareket edilerek, kamuoyuna ‘Tasarruf Genelgesi yerel basını yok etmenin bir yolu olarak görülmemeli” diye seslenildi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti, söz konusu genelgenin yerel basını nefessiz bırakma tehlikesi yarattığına işaret ederek yayınladığı deklarasyonda şu görüşlere yer verdi:
“Cumhurbaşkanlığı tarafından ‘Tasarruf Genelgesi’ adı altında yayınlanan yaptırımlar, ne yazık ki yerel medyanın, kamu kurumları ve yerel yönetimlerle olan ilişkisini keserek, yerel basının can damarlarından birini kopartma tehlikesi taşımaktadır.
Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan yerel medyanın yaşatılması, güçlendirilmesi merkezi ve yerel yönetimlerin görevlerinden biri olması gerekirken, bu genelgeyle nefessiz bırakılmak istenmesi asla kabul edilemez.
En büyük gelir kaynağı bu tür kurumlarla abonelik ve ilan bağlantısı olan yerel medyaya uygulanmak istenen ambargo, uygulandığı takdirde ülke genelinde binlerce gazetecinin işsiz kalmasına yol açacaktır.
Genelge ayrıca medya kuruluşlarının kapısına kilit vurulması anlamına gelecektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tasarruf etmesi gereken yüzbinlerce kalemi varken, 1 TL’lik, 2 TL’lik yerel medya aboneliklerinden, zaten ayakta zor duran, bağımsız habercilik mücadelesi veren yerel medyanın reklam gelirlerinden tasarruf edilmeye çalışılması demokrasinin en temel ilkeleriyle çelişmektedir.
Genelge ile asıl amacın; gazetecilerin sesini kesmek, soluksuz bırakmak olduğunu üzülerek görüyoruz.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak, kamu kurumları ve yerel yönetimlerden basının nefesini kesmeye hatta yok etmeye yönelik bu genelgeyi sorgusuz kabullenmek yerine, dayanışma ve çözüm üretmeye yönelik bir tavır bekliyoruz.
Yerel yönetimlerin faaliyetlerini kamuoyuna duyurmak, onların sesi olmak, gerçekleri dile getirmek, için geceyi gündüze katarak çalışan yerel medyanın ve basın emekçilerinin, böyle bir genelgenin arkasına sığınılarak gözden çıkarılması, her fırsatta ‘özgürlük, demokrasi’ diyen yerel yöneticilerin ayıbı olacaktır.
Başta seçim dönemleri olmak üzere tüm hizmet süreleri boyunca çalışmalarını halka duyurmak için basına ihtiyaç duyan merkezi ve yerel yöneticiler bu iş birliğinin, dayanışmanın sürmesi için çaba sarf etmelidir.
Aksi halde siyasetçiler, yerel yöneticiler, sivil toplum örgütleri, esnaflar ve en önemlisi vatandaşlar şunu bilmelidir ki, zor günlerinde yanlarında duracak bir basın kuruluşu ve gazeteci bulamayacaklardır.
Çok küçük bütçelerle, pek çok mali zorlukla başa çıkmaya çalışarak varlığını sürdürmeye çalışan yerel basının sesinin ve nefesinin kesilmesine izin vermeyin.
Mücadelemizde gazetecilerle dayanışma içinde yanımızda olmanızı bekliyoruz. “
Bugüne kadar tasarruf genelgelerinin kamuda aşırı harcamaların önüne geçmek amacıyla çıkarıldığına ancak son yayınlanan genelgede, yerel basını bitirecek önlemler getirildiğine dikkat çeken İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Türkiye’de alınması gereken on binlerce tasarruf önlemi varken, buna yerel basına verilen abonelik ve ilan desteği ile başlanması, akıl ve vicdan dışıdır. Bu, yerel basının nefesini kesmeye çalışmaktır. Genelge ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri çalışma alanlarında bile yere basınla ilişki kurmaktan çekinir hale getirilmek istenmektedir. yerel basın yok edilmeye çalışılıyor. Yasama, yürütme ve yargı güçler ayrılığı temelindeki 4. güç olan basınımızın 81 ilde susturulması amacını güden genelgenin değişikliği için kamuoyunu bir nefes vermeye davet ediyorum.
Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz.”
Yerel basınımızı yok olan meslekler arasına gömmeye, yalnızlaştırmaya yönelik bu tür uygulamalara karşı basını yaşatma görevi demokrasiye inanan herkesindir. Tasarruf tedbirlerine 1 veya 2 TL’den satılan yerel gazetelerden ve zaten en minimum seviyede verilen reklamlardan başlamakla işsiz kalacak arkadaşlarımızın vebali, bu kararı alanların ve destek verenlerin olacaktır. Yalnızca İzmir’de 650 meslektaşımız işsiz kalır. Tahakkümlerle yaşatılan basınımızın kalan son nefesini de kesmeyin” şeklinde konuştu.
E-Gazetem.com
İzmir Gazeteciler Cemiyeti, söz konusu genelgenin yerel basını nefessiz bırakma tehlikesi yarattığına işaret ederek yayınladığı deklarasyonda şu görüşlere yer verdi:
“Cumhurbaşkanlığı tarafından ‘Tasarruf Genelgesi’ adı altında yayınlanan yaptırımlar, ne yazık ki yerel medyanın, kamu kurumları ve yerel yönetimlerle olan ilişkisini keserek, yerel basının can damarlarından birini kopartma tehlikesi taşımaktadır.
Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan yerel medyanın yaşatılması, güçlendirilmesi merkezi ve yerel yönetimlerin görevlerinden biri olması gerekirken, bu genelgeyle nefessiz bırakılmak istenmesi asla kabul edilemez.
En büyük gelir kaynağı bu tür kurumlarla abonelik ve ilan bağlantısı olan yerel medyaya uygulanmak istenen ambargo, uygulandığı takdirde ülke genelinde binlerce gazetecinin işsiz kalmasına yol açacaktır.
Genelge ayrıca medya kuruluşlarının kapısına kilit vurulması anlamına gelecektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tasarruf etmesi gereken yüzbinlerce kalemi varken, 1 TL’lik, 2 TL’lik yerel medya aboneliklerinden, zaten ayakta zor duran, bağımsız habercilik mücadelesi veren yerel medyanın reklam gelirlerinden tasarruf edilmeye çalışılması demokrasinin en temel ilkeleriyle çelişmektedir.
Genelge ile asıl amacın; gazetecilerin sesini kesmek, soluksuz bırakmak olduğunu üzülerek görüyoruz.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak, kamu kurumları ve yerel yönetimlerden basının nefesini kesmeye hatta yok etmeye yönelik bu genelgeyi sorgusuz kabullenmek yerine, dayanışma ve çözüm üretmeye yönelik bir tavır bekliyoruz.
Yerel yönetimlerin faaliyetlerini kamuoyuna duyurmak, onların sesi olmak, gerçekleri dile getirmek, için geceyi gündüze katarak çalışan yerel medyanın ve basın emekçilerinin, böyle bir genelgenin arkasına sığınılarak gözden çıkarılması, her fırsatta ‘özgürlük, demokrasi’ diyen yerel yöneticilerin ayıbı olacaktır.
Başta seçim dönemleri olmak üzere tüm hizmet süreleri boyunca çalışmalarını halka duyurmak için basına ihtiyaç duyan merkezi ve yerel yöneticiler bu iş birliğinin, dayanışmanın sürmesi için çaba sarf etmelidir.
Aksi halde siyasetçiler, yerel yöneticiler, sivil toplum örgütleri, esnaflar ve en önemlisi vatandaşlar şunu bilmelidir ki, zor günlerinde yanlarında duracak bir basın kuruluşu ve gazeteci bulamayacaklardır.
Çok küçük bütçelerle, pek çok mali zorlukla başa çıkmaya çalışarak varlığını sürdürmeye çalışan yerel basının sesinin ve nefesinin kesilmesine izin vermeyin.
Mücadelemizde gazetecilerle dayanışma içinde yanımızda olmanızı bekliyoruz. “
Bugüne kadar tasarruf genelgelerinin kamuda aşırı harcamaların önüne geçmek amacıyla çıkarıldığına ancak son yayınlanan genelgede, yerel basını bitirecek önlemler getirildiğine dikkat çeken İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Türkiye’de alınması gereken on binlerce tasarruf önlemi varken, buna yerel basına verilen abonelik ve ilan desteği ile başlanması, akıl ve vicdan dışıdır. Bu, yerel basının nefesini kesmeye çalışmaktır. Genelge ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri çalışma alanlarında bile yere basınla ilişki kurmaktan çekinir hale getirilmek istenmektedir. yerel basın yok edilmeye çalışılıyor. Yasama, yürütme ve yargı güçler ayrılığı temelindeki 4. güç olan basınımızın 81 ilde susturulması amacını güden genelgenin değişikliği için kamuoyunu bir nefes vermeye davet ediyorum.
Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz.”
Yerel basınımızı yok olan meslekler arasına gömmeye, yalnızlaştırmaya yönelik bu tür uygulamalara karşı basını yaşatma görevi demokrasiye inanan herkesindir. Tasarruf tedbirlerine 1 veya 2 TL’den satılan yerel gazetelerden ve zaten en minimum seviyede verilen reklamlardan başlamakla işsiz kalacak arkadaşlarımızın vebali, bu kararı alanların ve destek verenlerin olacaktır. Yalnızca İzmir’de 650 meslektaşımız işsiz kalır. Tahakkümlerle yaşatılan basınımızın kalan son nefesini de kesmeyin” şeklinde konuştu.
E-Gazetem.com