İklim değişikliğinin çok hızlı gerçekleştiğini kaydeden Prof. Dr. Erlat, bu hızdaki bir değişime, tüm canlıların ayak uydurmasının çok zor olduğuna dikkat çekti. Erlat, “Bu nedenle her gün onlarca tür yok olmaktadır. Yok oluşun bu hızda sürmesi durumunda, yeryüzündeki tüm türlerin yüzde 30 ila 50'sinin yüzyılın ortalarında yok olması beklenmektedir” dedi.
İKLİM BİLİMCİLER ENDİŞELİ!
Ege ve Akdeniz bölgelerinde orman yangınları sürüyor. Hal böyleyken yangınların iklim kriziyle ilişkisi de bir süredir gündemde. İklim bilimcilere göre, küresel ısınma, bu yaz dünyanın birçok bölgesinde orman yangınları gibi doğal afetlere neden oldu. Peki, aşırı hava olaylarında yaşanan artışın en temel nedeni iklim krizi mi? Ege Üniversitesi’nden klimatolog Prof. Dr. Ecmel Erlat, insan kaynaklı iklim krizinin yeryüzündeki tüm ekosistemler ve canlılar için bir tehdit oluşturduğunu söylüyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KÜRESEL ISINMA…
Sanayi Devrimi (1750-1850) ile kömür, petrol gibi fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma, kentsel alanların genişlemesi gibi arazi kullanımındaki değişmeler sonucu atmosferin bileşimi değişmiş, atmosferdeki karbondioksit, metan, diazotmonoksit gibi gazların oranları artmıştır. Yeryüzünün uzaya yaydığı enerjinin bu gazlar tarafından tutulması sonucu küresel sıcaklıklar artmaya başlamıştır. Son 140 yılda küresel iklimde en belirgin değişim hava sıcaklıklarında meydana gelmiştir. Bu nedenle bu dönemi tanımlarken “küresel ısınma” kavramını da kullanmaktayız. Meteorolojik kayıtlar küresel hava sıcaklıklarının 2020 yılında Sanayi Devrimi öncesine (1880-1900) göre 1.23 °C arttığını göstermektedir. Bu dönemde en çok ısınan yerler kutuplar ve Türkiye’nin içinde yer aldığı Akdeniz Havzası’dır. Atmosferin yanı sıra yeryüzünün yüzde 71’ini kaplayan okyanus/deniz suları da ısınmaktadır.Bu ısınma eğilimi kar/buz örtüsünün erimesine, küresel ölçekte deniz seviyesinin yükselmesine, aşırı hava olaylarının görülme sıklığının değişmesine, okyanus sularının asitleşmesine yol açmıştır.
DÜNYA TEHDİT ALTINDA…
İnsan kaynaklı iklim değişikliği yeryüzündeki tüm ekosistemler ve canlılar için bir tehdit oluşturmaktadır. İklim değişikliğini bir tehdit haline getiren 4 temel faktör vardır. İlki iklim değişikliğinin çok hızlı gerçekleşiyor olmasıdır. Bu hızdaki bir değişime, tüm canlıların ayak uydurması çok zordur. Bu nedenle her gün onlarca tür yok olmaktadır. Yok oluşun bu hızda sürmesi durumunda, yeryüzündeki tüm türlerin yüzde 30 ila 50'sinin yüzyılın ortalarında yok olması beklenmektedir. İkincisi küresel iklim değişikliğine bağlı aşırı hava/iklim olayları her yıl daha fazla can kayıplarına, yer değiştirmelere, göçlere, iç savaşlara, ekonomik zararlara yol açmaktadır. Örneğin 1998 – 2017 arasında (20 yılda) dünya genelinde doğa kaynaklı afetlerden etkilenen insan sayısı bakımından en fazla etkili olan afet yüzde 45’lik bir oranla sel afeti olmuştur. Yaklaşık 2 milyar kişi bu afet türünden etkilenmiştir. 2018 yılında dünya genelinde meydana gelen göç olaylarının yüzde 61’i doğa kaynaklı afetler kaynaklı olup bu afetler sonucunda yaklaşık 17.2 milyon insan yer değiştirmek zorunda kalmıştır. Üçüncüsü insan etkisiyle başlayan bu iklim değişikliğinin yüzyıllarca daha etkisini sürdürecek olmasıdır. Sanayi devriminden bugüne atmosfere bıraktığımız milyarlarca ton karbondioksit, metan, diazotmonoksit gibi sera gazları atmosferde yüzyıldan bin yıla kadar kalarak, önümüzdeki yüzyıllarda da deniz seviyesinin yükselmesine, buzulların erimesine neden olmaya devam edecektir. Dördüncü faktörise iklim sisteminin çok karmaşık olması ve bu nedenle bugün yaptığımız müdahalelerin bir domino etkisi yaratarak iklim değişiminin dağdan aşağıya yuvarlanan bir kartopu gibi büyümesi ve kontrol edilemez bir noktaya ulaşmasıdır. En son yayınlananHükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin Özel Raporunda (2018'de ve 2019’da yayınlanan) özetlenen bilgiler, küresel sıcaklık artışının 2 ° C geçmesi durumunda –günümüzde bu değer 1.2 °C – artık geri dönülemez noktaya yaklaşacağımız yönündedir.
E-Gazetem.com
İKLİM BİLİMCİLER ENDİŞELİ!
Ege ve Akdeniz bölgelerinde orman yangınları sürüyor. Hal böyleyken yangınların iklim kriziyle ilişkisi de bir süredir gündemde. İklim bilimcilere göre, küresel ısınma, bu yaz dünyanın birçok bölgesinde orman yangınları gibi doğal afetlere neden oldu. Peki, aşırı hava olaylarında yaşanan artışın en temel nedeni iklim krizi mi? Ege Üniversitesi’nden klimatolog Prof. Dr. Ecmel Erlat, insan kaynaklı iklim krizinin yeryüzündeki tüm ekosistemler ve canlılar için bir tehdit oluşturduğunu söylüyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KÜRESEL ISINMA…
Sanayi Devrimi (1750-1850) ile kömür, petrol gibi fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma, kentsel alanların genişlemesi gibi arazi kullanımındaki değişmeler sonucu atmosferin bileşimi değişmiş, atmosferdeki karbondioksit, metan, diazotmonoksit gibi gazların oranları artmıştır. Yeryüzünün uzaya yaydığı enerjinin bu gazlar tarafından tutulması sonucu küresel sıcaklıklar artmaya başlamıştır. Son 140 yılda küresel iklimde en belirgin değişim hava sıcaklıklarında meydana gelmiştir. Bu nedenle bu dönemi tanımlarken “küresel ısınma” kavramını da kullanmaktayız. Meteorolojik kayıtlar küresel hava sıcaklıklarının 2020 yılında Sanayi Devrimi öncesine (1880-1900) göre 1.23 °C arttığını göstermektedir. Bu dönemde en çok ısınan yerler kutuplar ve Türkiye’nin içinde yer aldığı Akdeniz Havzası’dır. Atmosferin yanı sıra yeryüzünün yüzde 71’ini kaplayan okyanus/deniz suları da ısınmaktadır.Bu ısınma eğilimi kar/buz örtüsünün erimesine, küresel ölçekte deniz seviyesinin yükselmesine, aşırı hava olaylarının görülme sıklığının değişmesine, okyanus sularının asitleşmesine yol açmıştır.
DÜNYA TEHDİT ALTINDA…
İnsan kaynaklı iklim değişikliği yeryüzündeki tüm ekosistemler ve canlılar için bir tehdit oluşturmaktadır. İklim değişikliğini bir tehdit haline getiren 4 temel faktör vardır. İlki iklim değişikliğinin çok hızlı gerçekleşiyor olmasıdır. Bu hızdaki bir değişime, tüm canlıların ayak uydurması çok zordur. Bu nedenle her gün onlarca tür yok olmaktadır. Yok oluşun bu hızda sürmesi durumunda, yeryüzündeki tüm türlerin yüzde 30 ila 50'sinin yüzyılın ortalarında yok olması beklenmektedir. İkincisi küresel iklim değişikliğine bağlı aşırı hava/iklim olayları her yıl daha fazla can kayıplarına, yer değiştirmelere, göçlere, iç savaşlara, ekonomik zararlara yol açmaktadır. Örneğin 1998 – 2017 arasında (20 yılda) dünya genelinde doğa kaynaklı afetlerden etkilenen insan sayısı bakımından en fazla etkili olan afet yüzde 45’lik bir oranla sel afeti olmuştur. Yaklaşık 2 milyar kişi bu afet türünden etkilenmiştir. 2018 yılında dünya genelinde meydana gelen göç olaylarının yüzde 61’i doğa kaynaklı afetler kaynaklı olup bu afetler sonucunda yaklaşık 17.2 milyon insan yer değiştirmek zorunda kalmıştır. Üçüncüsü insan etkisiyle başlayan bu iklim değişikliğinin yüzyıllarca daha etkisini sürdürecek olmasıdır. Sanayi devriminden bugüne atmosfere bıraktığımız milyarlarca ton karbondioksit, metan, diazotmonoksit gibi sera gazları atmosferde yüzyıldan bin yıla kadar kalarak, önümüzdeki yüzyıllarda da deniz seviyesinin yükselmesine, buzulların erimesine neden olmaya devam edecektir. Dördüncü faktörise iklim sisteminin çok karmaşık olması ve bu nedenle bugün yaptığımız müdahalelerin bir domino etkisi yaratarak iklim değişiminin dağdan aşağıya yuvarlanan bir kartopu gibi büyümesi ve kontrol edilemez bir noktaya ulaşmasıdır. En son yayınlananHükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin Özel Raporunda (2018'de ve 2019’da yayınlanan) özetlenen bilgiler, küresel sıcaklık artışının 2 ° C geçmesi durumunda –günümüzde bu değer 1.2 °C – artık geri dönülemez noktaya yaklaşacağımız yönündedir.
E-Gazetem.com