CHP lideri Kılıçdaroğlu, grup toplantısındaki konuşmasında "128 Milyar Dolar Nerede?" diye sormaya devam etti. Kılıçdaroğlu, "Bana soru bile soramazsın diyor. Kibre bak, kimsin sen? Bal gibi soracağım sen de cevap vereceksin" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. CHP'li belediyelerden tarafından asılan ve kaldırılan "128 milyar dolar nerede?" afişleri hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Bu paranın nereye gittiğini sormak her namuslu, ahlaklı, inanç sahibi olan, Allah'a inanan herkesin görevidir. Yüce yaradan, "Kul hakkı ile önüme gelmeyin" diyorsa 128 milyar doların hesabını bu sarayda oturanların vermesi lazım. Eğer veremiyorsan sandığı getir. Korkma. Namusunla git bari" dedi.
Kılıçdarğlu’nun konuşmasındaki önemli konu başlıkları şu şekilde:
-Belediye başkanlarımız olağanüstü bir çaba gösteriyor. Pandemi döneminde 11 milyon 700 bin vatandaşımıza hizmet götürdüler. Yardım talepleri bazen belediyelerimize, bazen partimize, bazen vekillerimize geldi. İhtiyaç sahibi 7'den 70'e herkese yardım gitti.
-Biz de bir söz vardır. Allah insanı kuru iftiradan sakınsın diye. Montrö tartışmalarından rahatsız olan amiraller bir açıklama yaptılar. Onların iradesi dışında metinde değişiklik yapılarak gece yarısı yayımlandı. Onların iradesini suiistimal edenler iktidara yani Saray'a yakın olanlardır. Saray buradan bir darbe iması çıkarmak istedi. Arkasından dönüp "Bunun arkasında chp var" dedi. CHP ile ilgili tek kelime bile yok. Utanmadan, sıkılmadan beni suçladın. Devlet yalan söyler mi? Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir zat yalan söyler mi? Biz insanımızı seviyoruz. Biz saraydan beslenmiyoruz. Saray beslemesi değiliz. Biz ahlaklıyız, erdemliyiz.
-CHP'nin çalıştığı kadar hiç kimse çalışmıyor. Türkiye'deki olayları yakından izliyor, halkın nabzını tutuyoruz. Aldığımız aylığı hak etmeye çalışıyoruz. Saray'dan medet ummuyoruz, avanta almıyoruz. Çünkü biz CHP'yiz. Çünkü biz halkın partisiyiz. Biz vatandaşlarımızın arasında ayrım yapmıyoruz.
-Arkadaşlarımız gittiler, millet perişan vaziyette. Türkiye bir alev topu gibi. Son bir yılda işsiz kalan 1 milyon 254 bin kişi var. 19 yılın sonucunda 10 milyon 219 bin kişi işsiz. 10 milyonun üstünde işsiz olursa bir ülkede huzur, bereket olmaz. İntihar vakaları ortaya çıkar. Ülkeyi yönetenler bunun farkında değiller. Onların bir eli yağda, bir eli balda.
-Covid-19 sürecini yaşıyoruz. Gazetelere bir haber düştü. Norveç'te hükümet 10 kişiden fazla insanın bir araya gelmesini yasakladı. Norveç başbakanı, doğum günü dolayısıyla bir kutlama yapıyor. Sayı 10 değil 13. Norveç'in devlet televizyonu bu geniş kitlelere duyuruyor. TRT değil. Arkasından emniyet müdürlüğü talimat veriyor. Norveç başbakanına ceza kesiliyor. Devlet budur.
-Türkiye'ye bakalım. Lebaleb kongre yaptılar. Maske sıfır. İçişleri Bakanı mı diyecek gidin ceza kesin. Yürek ister yürek. Erdoğan'a mı ceza kesecek? Yürek ister yürek. Kibrin getirdiği bir sonuçtur bu. "Kural vatandaş için var, Saray için kural yoktur" diyor.
-Kibir 401 sağlık çalışanının hayatına mal oldu. Sorumlu Erdoğan. Geçen toplantıda Bilim Kurulu'nu eleştirmiştim. Norveçli bir polis kadar cesaretiniz yok. İnsanlar ölüyor ne yapıyorsunuz siz? Bilime, bilim insanına yakışır mı? Rehin tutuluyorsunuz.
-Sağlık Bakanı dün açıklama yapıyor. "Vakaların artmasının sebebi hepimiziz" diyor. Bunlar uzayda mı yaşıyor Allah aşkına? Vatandaşları suçlamaya başladılar. Sağlık Bakanı'na bir çağrı yapayım. Muhtarlara, apartman görevlilerine aşı yapın kardeşim.
-2 Şubat 2021 tarihinde bir çağrı yaptım. Patatesler depoda bunların devlet tarafından satın alınması lazım dedim. Bakan çıktı, patatesi neden DMO alsın dedi. Nihayet geçenlerde açıklama yaptılar. Patatesleri alacaklarmış. Çiftçinin hakkına, hukukuna sahip çıkamayan bir siyasi iktidar... Defalarca söyledik, ancak ondan sonra. Kuru soğanı da öyle.
-Bu kürsüden defalarca sordum. Kime sattınız, kimlerin imzası var diye defalarca sordum. Birisi para kaybı olmadı, para el değiştirdi diyor. Para zaten el değiştirdi. Ben sana zaten bunu söylüyorum. Nereye gitti bu? Milyarları kim götürdü?
-Dedik bize cevap vermiyor, bilboardlara asalım dedik. Neymiş, Cumhurbaşkanına hakaretmiş, arkasında sarayın silüeti varmış. 20 Temmuz Sivil Darbesi'nin en temel kanıtıdır. Bana soru bile soramazsın diyor. Kibire bak, kimsin sen? Bal gibi soracağım sen de cevap vereceksin. Cevap vermezsen aldığın her oy haramdır. Yüce yaradan, "Kul hakkı ile önüme gelmeyin" diyorsa 128 milyar doların hesabını bu sarayda oturanların vermesi lazım. Eğer veremiyorsan sandığı getir. Korkma. Namusunla git bari.
E-Gazetem.com
CHP Genel Başkanı Kemal kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. CHP'li belediyelerden tarafından asılan ve kaldırılan "128 milyar dolar nerede?" afişleri hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Bu paranın nereye gittiğini sormak her namuslu, ahlaklı, inanç sahibi olan, Allah'a inanan herkesin görevidir. Yüce yaradan, "Kul hakkı ile önüme gelmeyin" diyorsa 128 milyar doların hesabını bu sarayda oturanların vermesi lazım. Eğer veremiyorsan sandığı getir. Korkma. Namusunla git bari" dedi.
Kılıçdarğlu’nun konuşmasındaki önemli konu başlıkları şu şekilde:
-Belediye başkanlarımız olağanüstü bir çaba gösteriyor. Pandemi döneminde 11 milyon 700 bin vatandaşımıza hizmet götürdüler. Yardım talepleri bazen belediyelerimize, bazen partimize, bazen vekillerimize geldi. İhtiyaç sahibi 7'den 70'e herkese yardım gitti.
-Biz de bir söz vardır. Allah insanı kuru iftiradan sakınsın diye. Montrö tartışmalarından rahatsız olan amiraller bir açıklama yaptılar. Onların iradesi dışında metinde değişiklik yapılarak gece yarısı yayımlandı. Onların iradesini suiistimal edenler iktidara yani Saray'a yakın olanlardır. Saray buradan bir darbe iması çıkarmak istedi. Arkasından dönüp "Bunun arkasında chp var" dedi. CHP ile ilgili tek kelime bile yok. Utanmadan, sıkılmadan beni suçladın. Devlet yalan söyler mi? Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir zat yalan söyler mi? Biz insanımızı seviyoruz. Biz saraydan beslenmiyoruz. Saray beslemesi değiliz. Biz ahlaklıyız, erdemliyiz.
-CHP'nin çalıştığı kadar hiç kimse çalışmıyor. Türkiye'deki olayları yakından izliyor, halkın nabzını tutuyoruz. Aldığımız aylığı hak etmeye çalışıyoruz. Saray'dan medet ummuyoruz, avanta almıyoruz. Çünkü biz CHP'yiz. Çünkü biz halkın partisiyiz. Biz vatandaşlarımızın arasında ayrım yapmıyoruz.
-Arkadaşlarımız gittiler, millet perişan vaziyette. Türkiye bir alev topu gibi. Son bir yılda işsiz kalan 1 milyon 254 bin kişi var. 19 yılın sonucunda 10 milyon 219 bin kişi işsiz. 10 milyonun üstünde işsiz olursa bir ülkede huzur, bereket olmaz. İntihar vakaları ortaya çıkar. Ülkeyi yönetenler bunun farkında değiller. Onların bir eli yağda, bir eli balda.
-Covid-19 sürecini yaşıyoruz. Gazetelere bir haber düştü. Norveç'te hükümet 10 kişiden fazla insanın bir araya gelmesini yasakladı. Norveç başbakanı, doğum günü dolayısıyla bir kutlama yapıyor. Sayı 10 değil 13. Norveç'in devlet televizyonu bu geniş kitlelere duyuruyor. TRT değil. Arkasından emniyet müdürlüğü talimat veriyor. Norveç başbakanına ceza kesiliyor. Devlet budur.
-Türkiye'ye bakalım. Lebaleb kongre yaptılar. Maske sıfır. İçişleri Bakanı mı diyecek gidin ceza kesin. Yürek ister yürek. Erdoğan'a mı ceza kesecek? Yürek ister yürek. Kibrin getirdiği bir sonuçtur bu. "Kural vatandaş için var, Saray için kural yoktur" diyor.
-Kibir 401 sağlık çalışanının hayatına mal oldu. Sorumlu Erdoğan. Geçen toplantıda Bilim Kurulu'nu eleştirmiştim. Norveçli bir polis kadar cesaretiniz yok. İnsanlar ölüyor ne yapıyorsunuz siz? Bilime, bilim insanına yakışır mı? Rehin tutuluyorsunuz.
-Sağlık Bakanı dün açıklama yapıyor. "Vakaların artmasının sebebi hepimiziz" diyor. Bunlar uzayda mı yaşıyor Allah aşkına? Vatandaşları suçlamaya başladılar. Sağlık Bakanı'na bir çağrı yapayım. Muhtarlara, apartman görevlilerine aşı yapın kardeşim.
-2 Şubat 2021 tarihinde bir çağrı yaptım. Patatesler depoda bunların devlet tarafından satın alınması lazım dedim. Bakan çıktı, patatesi neden DMO alsın dedi. Nihayet geçenlerde açıklama yaptılar. Patatesleri alacaklarmış. Çiftçinin hakkına, hukukuna sahip çıkamayan bir siyasi iktidar... Defalarca söyledik, ancak ondan sonra. Kuru soğanı da öyle.
-Bu kürsüden defalarca sordum. Kime sattınız, kimlerin imzası var diye defalarca sordum. Birisi para kaybı olmadı, para el değiştirdi diyor. Para zaten el değiştirdi. Ben sana zaten bunu söylüyorum. Nereye gitti bu? Milyarları kim götürdü?
-Dedik bize cevap vermiyor, bilboardlara asalım dedik. Neymiş, Cumhurbaşkanına hakaretmiş, arkasında sarayın silüeti varmış. 20 Temmuz Sivil Darbesi'nin en temel kanıtıdır. Bana soru bile soramazsın diyor. Kibire bak, kimsin sen? Bal gibi soracağım sen de cevap vereceksin. Cevap vermezsen aldığın her oy haramdır. Yüce yaradan, "Kul hakkı ile önüme gelmeyin" diyorsa 128 milyar doların hesabını bu sarayda oturanların vermesi lazım. Eğer veremiyorsan sandığı getir. Korkma. Namusunla git bari.
E-Gazetem.com